DOLARINA İDDİAYA VAR MISIN?

Doğduğum günden beri diyerek abartmayayım, ama ekonomini ne olduğunu, paranın ne olduğunu bildiğim günden beridir, şu dolar, Euro, döviz cinsi şeylerin varlığından hep rahatsız olmuşumdur.

Kendi ülkende, kendini bilerek, kendi özgürlüğünün tadını çıkarak yaşamamın bence her ülke için büyük bir engel.

Birilerinin daha çok para kazanma hırsının kurbanı oluyor birçok insan.

Sonuçta kaybeden milyonlarca insan.

Haktan, adaletten, insanlıktan, çevreden bahsedenler ne hikmetse konu para olunca hemen ayrışıyorlar, hem adaletin terazisini kendilerine çeviriyorlar, hemen dünyanın içine ediyorlar.

İnsanların ekonomik durumlarıyla dalga geçer gibi oynayarak, ruh ve sinir hastası insanlar yaratıyorlar, sonra da sosyal tepkilere neden olan olayların altında yatan nedenlerinin açıklamasını bilim insanlarına bırakıyorlar.

Dünya’da başlayan sağlık krizi, arkasına ekonomik krizi de beraberinde getirdi.

Birçok ülke, ne yapacağını bilemediği gibi, bir şeyler yapmaya da cesaret edemiyor.

Bence dünyanın en büyük belası, en büyük adaletsizliği, en büyük sorunu serbest piyasa dediğimiz ekonomik derim.

3024601-1200x627.jpg

Kim, kime, ne kadar yaparsa yapsın mantığının olduğu bu düzlemde birilerini ortaya terazi koyması gerekiyor.

Kasalarına dünyanın parası giren şirketlerin, asgari ücretle insan çalıştırmasına müsaade edilmemeli.

İşçin çalışıyor, sen kazanıyorsan, bunun ederini de asgari ücrete dayandıramazsın, dayandırmamalısın.

Örneğin büyük market zincirleri var, isimleri yazmama bile gerek yok, her mahalle de, neredeyse her sokakta varlar.

Günlük kazançların binlerce TL olan bu marketlerde çalışan genç insanlara asgari ücret verilmesi, adaletle açıklanacak bir durum değil.

Kazandığı parayla lüks hayat süren şirket sahibinin, çalışanlarını asgari ücrete tabi tutması adalet ile açıklanacak bir durum değil.

Bugün doların yükselişini tartışıyoruz, yarın enerjinin pahalığını tartışırız ve en sonunda belki de ilk başta konuşmamız gereken adaleti bırakın tartışmaya, konuşmaya bile gerek kalmaz.

Zenginlik, çevremizdeki insanlarda da olduğunda güzeldir.

‘Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir’ diyen atasözümüzün almanı, basit mantıkla ekmek ve yemek değildir.

Devlet yöneticilerinin acilen bu konuda bir tedbir almaması durumunda, bütün dünyayı bugünlerde tehdit eden, gelecekte nasıl bir savaşa sokacağı bilinmeyen bir durum var.

İnsanlığın geçmiş tarihinde yaşanmış bütün savaş, isyan, işgal adına ne derseniz deyin sosyal acılar dolu olaylara bakın, hepsinin temelinde ekonominin dengesizliği, adaletsizliği, birilerinin fazlayı isteyip, az içinde kalması vardır.

Devletler, gelecekte kendi varlıklarını korumak, içinde yaşayan insanlara mutlu bir gelecek vermek istiyorsa, çalışanın ücretini, üretilenin fiyatını kontrol altında olmasa da denetim altında tutmak zorunda.

Az ödeyerek insanları çalıştırıp, çok kazanana alkış tutmak, insanlığın geleceğini yok etmekten başka bir sonuca varmaz.

Fakirliğin arttığı dünyada, zenginlik korkulan bir şeydir

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.