Babacan PESENKURDU
‘’Dost dostun, eyerlenmiş atıdır.’’
Hayatın gerçeklerinden biridir dostluk…
Olmazsa olmazıdır…
Kemiğin içinde kalan yendir…
Gizli gizli çekilen sevdaların, ağlak kapısıdır…
Eski bir sandıkta, yetmiş yaşında ki bir ninenin,
gelinlik yazmasını saklar gibi koruduğu, sırdır dost…
Geri alınması mevzu dahi etmeden verilen borç paradır dost…
Aynı şarkıyı duyunca, kıkırdanarak gülünen,
baştan geçen komik bir hikâyenin hatırasıdır…
Neden çıktığı çoğu zaman hatırlanmayan,
ister aç karnına, ister tok karnına,
birlikte atılan, birlikte yenilen dayaktır dost…
Bedenleri tutuyorsa, aynı gömleğin,
aynı pantolonun birden fazla sahibi olması demektir…
Halı sahada baklavasına maçtır…
Evde kız kıza, kısır yapma sırasıdır dost…
Bir kızı sevmektir…
Bir erkeği sevmektir…
Şaraptır, rakıdır…
On sekizine girmeden içilen birkaç kadehin,
hiçbir zaman unutulmayacak olan sarhoş anılarıdır dost…
İlla ki aile içinde çıkan küçük pürüzleri çözen biridir mesela dost…
Mesela, bir evin tek oğluysanız, annenizin,
eve gelen misafirlere ’’bu da benim ikinci oğlum’’dediği insandır…
Saçlarınızı ören, ilk muayyen günü heyecanınızı ve korkunuzu rahat rahat paylaştığınızdır yegâne kişidir mesela…
Mesela onunla martılara gevrek atmak matrak bir şeydir…
Onunla vapura atlamak, binmeyecek olduğun otobüslerde şehri turlamak ve paylaşılan öğrenci pasosudur...
Her bir şeyden bir espri çıkarma yeteneğinizin keşfidir dost…
Mesela, en güzel, en mis kokulu kâğıt mendildir,
giden bir sevgilinin ardından.
En lezzetlisi değilse bile, içine sevgi konulan tek havuçlu kektir dost.
Mesela İzmir’dir,
Çeşme’dir, Ada’dır, Foça’dır.
En güzel rakıyı içtiğinizdir, en güzel kızı severken.
Ve o kız ile evlenirken, sağdıcınız olan kişidir dost.
Hani gelinin sağdıcına asılan.
Birçok şeyi yazmaya devam edebilirim,
sizlerde keyif ile okumaya devam edebilirsiniz.
Çünkü biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları dostane bir toplumuz.
Anamızdan, babamızdan yadigâr bir sevgidir dostluk bize.
Bildiğiniz ata yadigârı yani.
Tüm değerlerimizin hallaç pamuğu gibi oradan oraya savrulduğu şu zamanlarda, değerlerimize sahip çıkalım sevgili dostlar.
Kaybettiğimiz her değer, bizim ince bir parçamızı da götürür giderken.
Dostluğun can damarı samimiyettir.
Her türlü çıkardan, her türlü hileden hurdadan uzak, hesaptan kitaptan ırak, öyle olduğu gibi, öyle yaşanması gerektiği gibi.
Bir çocuk saflığını anımsatır ama.
İncitirsen,bir uçurtma gibi de tel örgülere takılır dostluklar.
İzmir Enternasyonal Fuarında babalarımıza aldırdığımız,sonra da yattığımız oda da onu serbest bırakarak,odamızın tavanında asılı kalışını,uykuya dalıncaya kadar seyrettiğimiz rengarenk balonlar gibidir dostlar.
Yani ellinize sıkıca bağlamazsanız, sıkıca sevip sarmalamazsanız.
Yani değerinden az değer verirseniz, elinizden sıyrılıp, uçar, gider.
Bir de değerinden fazla sevmek var tabii ki.
O vakitte içinde ki gaz sıkışır, patlayıverir.
Ben birçok yolu, atasözlerimizde bulmaya devam ederken, hayat geçip gidiyor önümden…
Yukarıda yazdığım satırlar için olan sözümüz
‘’azı karar, çoğu zarar’’
Denge yani dostlar,riyadan,sahtelikten,çıkardan uzak dostluklar..
Aslında öyle çok uzak değil, değerini ve kendi değerimizi koruyalım yeter.
Ne demiş atalarımız.
‘’Dost dostun, eyerlenmiş atıdır.’’
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.