Arif ÇAYAN
DÜŞÜNENE YAZIK, DÜŞÜNEMEYENE DAHA ÇOK YAZIK!
Bir taraftan korona virüs ile mücadele eden İzmir’in, İzmirlinin aslında en büyük sorunu Gaziemir İlçesi’nde kaderine terk edilen kurşun ve döküm fabrikasının bulunduğu yer.
Fabrikadan kalma atıklar çevreyi ve çevrede yaşayan insanları ciddi şekilde tehdit ederken, tehdittin boyutunu en iyi anlatan şey ise, için için yanan topraktan çıkan dumanlar.
İnsan her şeyi unutur da, çevre felaketini, sağlık sorununu asla unutmaz.
İzmir’in Çernobili de unutulmayacaklar arasında.
Yavaş yavaş yanıyor, sinsi sinsi toprağı ve insanları zehirliyor.
Peki, yetkililer ne yapıyor?
Onlar da sessiz sessiz izliyor.
Ne orada yaşayan insanlar üzerinde bir sağlık taraması yapabiliyor, ne de orada sağlığı tehdit eden şeyleri yok ediyor.
Kaderine terk edilen kurşun ve döküm fabrikası gibi, insanları da, çevreyi de kaderlerine terk ediyor.
Peki, yetkiler ne yapıyor?
O fabrika sanki gökten inmiş ve kurulmuş gibi hiç kimseye sorumluluk yüklemiyor ve sorumluluklarını yerine getirmesini istemiyor.
Orada yaşayan insanların ve çevrenin sorumluluğunu taşımadığı gibi.
Çevreciyiz ya!
Doğaseveriz ya!
İnsanı düşünürüz ya!
Orada toprak yana dursun, zehir saçıla dursun, insanlar hastalana dursun, bir fide dikecek toprak bulur, bir tutam içecek ekecek yer bulur, ‘Çevrecilik’ oyununu oynarız.
Düşünene yazık!
Düşünemeyene daha çok yazık!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.