Tuğba Topal
DÜŞÜNMELİYİZ
Çoğu zaman bir ağacın altında saatlerce oturup düşünürüm olanı, biteni ve olamayanı, bitemeyeni. Hayallerini nereye saklar insan, küçük bir valize mi? Yoksa, yüreğinin en derinine mi?
Birileri, birilerini yok saydığında o yok sayılanların orada olmadığını göstermez. Etiyle, kemiğiyle, duygularıyla, düşünceleriyle oradadırlar. Bazen kendilerini göstermek istemezler, bazen de kendilerini savunmak için ellerinden geleni yaparlar. Ama her ikisinde de kırılırlar.
"Gökyüzüne çok uzun bakamam..." dedi ihtiyar. " Ne zaman uzun baksam umutlarımın üstünde yıkılan mavi bir enkaz görüyorum. " diye de devam etti.
Bir insanın hayallerini, umutlarını görmezden gelmekte, o insanı yok saymak aynı değerdedir. Yok sayıyor ve yok sayılıyoruz çünkü iyi dinlemiyoruz. Ben merkezci hayatlarımızın içinde kimseyi duymuyoruz.
Bir dakika durun ve düşünün! Size ihtiyacı olan bir insanı en son ne zaman tam anlamıyla dinlediniz vede anlamaya çalıştınız. Yakın olduğunuzu düşündüğünüz insanı, belki bedenen yanınızda olsa bile duygularıyla sizden ne kadar uzağa savurdunuz.
"Benim çok sevdiğim insanlar vardı ama hepsini tek bir günde kaybettim. Her zaman yanlarındayken ben, o tek bir günde hiçbirini yanımda göremeyerek hepsini yüreğimden sürgün ettim. Şimdi aslıma bakıp, kendi suretlerini görüyorlar yüzümde" diyen biriyle tanıştım. Ne kadar acı varsa hepsi yüzünde toplanmıștı bu cümleleri söylerken.
Şimdi durup tekrar bi düşünmeli. Sevdiklerimize zaman ayırmalı, onları dinlemeliyiz. Elimizden ve yüreğimizden ne kadar geliyorsa yanlarında olmalıyız. Bir hayali varsa ve korkuyorsa onu desteklemeli ve cesaretlendirmeliyiz.
Duygu ve hayaller çöplüğüne çevirdiğimiz bir yüreği bir daha asla eski haline getiremeyeceğimizi de bilmeliyiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.