Pınar Yeşiltay Sevim
EBEVEYNLİK ÇOCUK OYUNCAĞI DEĞİL!
Çocuklarımız metafor olarak baktığımızda doğduklarında tamamen renksiz, şekilsiz, parlak birer zemin aslında. Bu zeminin üzerine inşa edilecek olan ürün bir sanat eseri de olabilir, bir mimari efsane de… Ya da atıl kalan bir çöp yığını, bir hurdalık, bir bataklık da olması olası.
Peki nasıl oluyor da aynı zeminde farklı yapılar inşa edilebildiği gibi, mevcut zemin çirkinleşip bataklık halini de alabiliyor diye yüzyıllardır araştırılır konu. Alan çalışmaları yapılır, genetik aktarımlara bakılır, anne baba tutumları irdelenir, çevresel koşullar dikkate alınır. Elbette bir çocuğun gelişiminde yukarıda sayılan ve sayılamayan pek çok hem mikro hem de makro nedenler büyük önem taşımaktadır.
ANNELİK CİDDİYET İSTER!
Gözlemlediğim bir gerçeği paylaşmak isterim ki; okul çağı dönemine kadar bir çocuğun mizaç dışı karakter oluşumu ve tutumlarında eğer fiziksel ya da zihinsel bir sorun yoksa en önemli faktör önce başlı başına ANNE sonra da AİLE’dir. Çünkü dünyaya geldiği an itibari ile ve hatta öncesinde bağlanarak kendini güvende hissettiği ve her türlü risk ve kötülükten kendisini koruyan annenin varlığı çocuk için inanılmaz büyük ve önemlidir. Zaten bu nedenle uzmanlar da konuya “Güvenli Bağlanma” demiştir. Güvenli bağlanma sürecini yaşayan bir çocukta anne istisnasız “her şeyi” ifade etmektedir. Bakıcı, sevgi odağı hatta ilah’tır çocuğun gözünde tabiri caiz ise!
Diğer tüm koşulların sabit olduğu varsayımı altında (ki bunu daha çok iktisatçılar kullanmakta ve ceteris paribus diyerek koşulları sabit varsayıp değişkenler üzerinden yorum yapmaktadırlar) sadece anne ve aile faktörü çocuğun tüm yaşamı boyunca diğerlerinden farklı tepkiler vermesi, sosyal uyum sürecine girmesi ya da girmemesi, kendini doğru ve sağlıklı bir şekilde ifade edebilecek kadar öz güven ve öz değer kazanmış olması gibi pek çok değişkeni etkilemektedir.
Peki nedir bu çocuğun hayatına etki eden iyi ya da doğru aile tutumları diye bakacak olursak:
Dikkat Ödül ve Övgü dengesini doğru kurabilme,
Çocuğun hazzı erteleme kendini kontrol edebilme becerisi kazanmasını sağlayacak tutumlar geliştirme,
Çocuğa da belirli alanlarda liderlik edebileceği imkanlar sunma ve kendisini ifade edebileceği ortamlar sağlayarak, destekleme,
Narsistik bir özgürlük alanı tanımak yerine, toplumsallaşmayı öğretebilmek adına belirli sınırların olduğunu öğretebilme,
Dağınıklık toplanabilir, kirlenen temizlenebilir ama “An’ı yaşamak” paha biçilemez bakış açısını kazanma ve çocuğa aktarabilme,
Fiziksel olanın önemi kadar soyut ama değerli kavramları da öğretebilme becerisi gösterme,
Çocuğa güvenilir olma konusunda model oluşturma ve ona güvendiği söz, mimik, jest kısacası iletişimin her türlü imkanını kullanarak ifade etme,
Çocuğun her talebini yerine getirmek yerine çabalarını destekleme başkaları tarafından görülür kılma ve taktir etme,
Bağımısız olmanın önemini kavrayıp, kavratabilme ve bağımsız iş yapma konusunda destekleme
Ve elbetteki koşulsuz SEVGİ ile besleme…
Pınar Yeşiltay Sevim @okuyananne
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.