Elif Topaloğlu
Efsane ismin sıra dışı oğluyla sıra dışı bir röportaj: Tunacan TUNA
Yıllar evvel menajer ve organizatör kardeşim Mustafa Genç’in vasıtasıyla “Devlerin Aşkı Büyük Olur”, “Rüyalarda Buluşuruz”, “Gülü Soldurmam” ve “Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda” gibi fenomen şarkıların söz yazarı değerli Aşkın Tuna ve şahane ailesiyle tanışma fırsatı yakalamış, sadece Aşkın Bey’e değil eşi Pınar Hanım, ve oğlu Tunacan’a da hayran olmuştum. Tunacan çok efendi ve kibar bir gençti evet ama gözlerinde hep bir ateş ve tavrında bir sıra dışılık vardı. Tunacan’ın ilk şarkısı Suni Teneffüs çıktığında onlar kadar heyecanlıydım. Dün “Klarnet” adlı ikinci şarkısı da yayınlanan Tunacan Tuna ile bu renkli kişiliği ve farklı tarzını konuşmak istedim.
Öncelikle merhaba Tunacan, ilk şarkın milyonlarca dinlendi, klibi çok ilgi gördü, nasıl hissediyorsun?
Merhabalar Ablacım… İlk single’m ile bu kadar ilgi görmek benim için elbette oldukça motive edici oldu… Hem emek verdiğimiz işin beğenilmesi hem de ilgiden ve insanlarla iletişim kurmaktan hoşlanan biri olarak dinleyiciden güzel tepkiler almak bu yolda ilerlemek adına ekstra güç verdi bana... Hemen akabinde ikinci şarkımız için hevesle kolları sıvadık ve “Klarnet” gibi güçlü bir slowu da işte bu güçlü moralle hazırladık.
Sen eşsiz şarkılarla, Türkiye’nin en önemli sanatçılarıyla tabiri caizse büyülü bir dünyada büyüdün, müzik yapmak çocukluk hayalin miydi?
Müzik, aile olarak yaşantımızın tam ortasında olmasına ve hatta yaşamımızın kaynağı olmasına rağmen; önemli bir müzik insanı ile ortak bir yaşam sürerken çocukluk dönemimde sanatın bu dalında söz söyleme hakkı sadece ona aitmiş gibi düşünerek bu alana fazla eğilmemeyi tercih etmiştim. Ancak hayatımın her döneminde iyi bir müzik dinleyicisi oldum. İlginçtir; platonik ya da gerçek aşklar ve beraberinde hayal kırıklıkları yaşadığım lise yıllarında, şarkı sözleri, o dönem yaşadığım duygulara birebir tercüman olan Oğuzhan Koç sayesinde bu şarkıları “mırıldanmaya” başlar oldum. Belki de o zamana dek şarkı sesimi hiç duymamış olan babam büyük bir şaşkınlık içinde “Aaa aaa, ne güzel sesin varmış senin!” diye bir tepki veriyor. Ve işte ben yıllar boyu şarkı söylemek için babamın bu tepkisini, bu iltifatını bekliyormuşum gibi o günden itibaren bağıra bağıra şarkı söylüyor ve bunu yapmaktan inanılmaz mutlu oluyorum… Elbette kendimi bu alanda şan dersleri ile her geçen gün geliştirmeyi de kendime ve şarkılarımla hitap edeceğim herkese önemli bir borç sayıyorum…
Babanın sözlerini yazdığı şarkıları bilmeyen bir kişinin bile olduğunu sanmıyorum, özellikle bizim kuşak onun sözleriyle büyüdü, onun sözleriyle aşk acısını hafifletti. Türk pop müziğinin duayeni bir babanın oğlu olarak müzik yapmak korkutucu değil mi?
Aşkın Tuna elbette önemli bir müzik otoritesi… Ancak benim için o her şey; baba, kanka, öğretmen, sırdaş, psikiyatr… Onun gibi bir babaya sahip olmak hayattaki en büyük şansım! Beni müzik konusunda keşfeden ve yüreklendiren de o… Şarkı mırıldanmaktan bile çekinen ben, babamın dostluğu ve profesyonelliğine olan inancımla artık keyifle ve güvenle şarkı okuyor ve bu keyfi yaşamak için geç bile kaldığımı düşünüyorum.
Sektörde onun şarkılarıyla ilerlemek benim açımdan çok doğal; kendimi bir fabrikatörün oğlu gibi görüyorum; çoğu, halkın gönlünde taht kurmuş 1500’ü aşkın şarkıda imzası olan bir söz fabrikatörü Aşkın Tuna… Sermayeyi farklı yerlerde aramak anlamsız olurdu. Ayrıca sektöre 1980’lerde girmiş, en önemli hitlerini 90’larda üretmiş, çalışmaları ile 2000’lerde halen yeni nesle hitap etmeyi başaran Aşkın Tuna ve şarkı sözlerine besteleri ile hayat veren tüm besteci büyüklerime büyük saygı duyuyorum… Onun eserlerini isminin ağırlığı altında ezilerek değil gurur ve zevkle uzun yıllar boyu okuyabilmeyi ümit ediyorum…
Babalar çok kıymetlidir elbette ama çok merak ediyorum, babanın müzik sektöründeki kıymetini, müzikle tanışmadan önce de bu denli biliyor muydun?
Ne mutlu bana ki sektörün önemli müzisyenlerinin ve dinleyicilerin babamın sektöre kattığı değere ilişkin yönelttikleri cömert iltifatlar arasında büyüdüm. Onunla daima gurur duydum; şarkılarını keyifle dinledim… Şimdiyse onun benim için özel olarak yazdığı şarkılara sesimle ve tavrımla hayat vermeyi nasip etti Allah… Babam hem müzik adamı hem de insan olarak benim için çok değerli…
İlk şarkın çok beğenildi ama bu sosyal medya çağında elbette eleştirilerde almıştır, bu konudaki duruşunu merak ediyorum.
Herkes tarafından çok sevilmek, çok paralar kazanmakhayalleri ile girmedim sektöre… Hayatta doğallığı ve samimiyeti çok önemsiyor ve kendimi bu çerçevede yansıtabilmeyi ümit ediyorum. Rahat, yalanı dolanı, gizlisi saklısı olmayan bir insanım ve hep böyle kalabilmeyi diliyorum. Olmadığım biri gibi görünmek ya da algılanmak özenle kaçındığım bir durum…
Karşımdaki insanda hiçbir duygu ve düşünce uyandırmamaksa en büyük kabusum! Zira hep birileri tarafından ya çok sevildim ya da birileri bir sebeple gıcık oldu bana… İnsanların bana gıcık olmaları ya da nefret etmeleri her zaman kabulüm; yeter ki nötr olmasınlar!.. Ancak inanıyorum ki beni tanımadan bana gıcık olanlar, beni tanıdıktan sonra hakkımdaki yargılarını değiştirir
Kardeşim dolayısıyla sektörde Aşkın Tuna gibi isimlerden şarkı almanın ne kadar zor ve prestijli olduğunu çok iyi biliyorum, sen ilk çıkan iki şarkını da babanın sözleriyle yaptın, oğlu olmasaydın da o sözleri koparır mıydın?
Bir yola baş koyduğumda genellikle sonuç alana kadar o işin peşini bırakmayan biriyim. Aşkın Tuna’dan bir eser almayı kafama koyduysam iletişim imkanları çok geniş olan bu çağda ona illa ki ulaşırdım. İnanıyorum ki gözümdeki ışığı, içimdeki hevesi görünce o da bana kayıtsız kalmayarak elinden gelen desteği verirdi. Çünkü o kalbi yumuşacık bir gönül insanı.
Yeni şarkın yine muhteşem biz ailecek defalarca dinledik, şarkı ve klibinden bahseder misin bize?
Beğendiğinize sevindim; ne mutlu bana… Bence de sözü ve müziğiyle yıllara meydan okuyacak cinsten bir şarkı oldu “Klarnet”. Sözü babama, bestesi Hatem Tutkus’a, düzenlemesi ise Emirhan Cengiz’e ait bir çalışma… İçinde arabesk motiflerin de yer aldığı soft-rock bir çalışma oldu. Klarnet ustalarından Göksun Çavdar’ın parçaya da ismini veren klarnetin hakkını fazlasıyla verdiği solo bölümler de çok konuşuldu. Şarkının klibini sektörün TT lakaplı yönetmeni Teoman Topçu çekti. İş gibi değil keyif ve eğlence dolu bir çalışma oldu. Klibi, yönetmenimizin Karasu’daki çiftlik evinde, evin hemen arkasındaki muhteşem ormanda ve az ötesindeki Sakarya nehri kenarında çektik. Ev de manzara da ev sahipliği ve ekip uyumu da her şey müthiş keyifliydi. Klipte bana yüzüne, ismine reklam ve dizilerden aşina olduğumuz başarılı genç oyuncu Melisa İlayda Özcanik eşlik etti. Kişiliği ve yeteneği ile hayran kaldığım Melisa ile o günden bu yana muhabbetimiz devam ediyor. İyi bir işin sırrı, işini iyi yapan insanlardan oluşan kaliteli bir ekiptir. Böyle bir ekiple çalışma imkânı bulmak ve sonuçta ortaya çıkan ürünün keyfini çıkarmak büyük bir kazanç…
Peki müzik sektöründeki hedeflerin nedir, gözünü diktiğin bir taht var mı?
Rekabetçi bir ruha sahip olmadım hiçbir zaman. Bir şeyi sadece istediğim ve zevk aldığım için yapar, kendimi istemediğim şeyleri yapmaya mecbur hissetmem… Benimsediğim konularda da elimden geleni ortaya koyar, “daha iyi olmalıyım!” diye kendimi strese sokup “andan keyif almayı” ıskalamam… Müziğe de zevk aldığım için başladım; müzik yapan diğerlerini bir rakip olarak değil güzel bir resmi bütünleyen farklı renkler olarak görüyorum. Herkesin kendine göre bir beğeneni, ruhuna hitap ettiği bir kitlesi olacaktır elbet… Daima duygumdan, yaşantımdan kısacası benden izler taşıyan, beni anlatan şarkılarla çıkacağım dinleyicilerin karşısına. Bunlarda kendinden bir şeyler bulabilen dinleyicilerimle de uzun yıllar sevgi ve saygı dolu bir müzik dostluğu sürdürebilmeyi diliyorum…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.