Banu Pirinçcioğlu
EKSİK OLSUN SEVGİNİZ
Size tuhaf bir hikaye anlatayım. Hep birlikte anlam arayalım, belki buluruz.
Sahiplendirme için ilan açtım. Bir golden kızımız var. 11 yaşında, yaşlı sayılır artık. Başına epey talihsiz olay gelmiş. Dünyanın en masum çocuğu. Nereye götürsen geliyor, hiç gıkı çıkmıyor. Sahibi ölüyor, onunla bir evde kalıyor 3 gün boyunca. O travmayı yaşıyor. Sonra aileden kimse onu sahiplenmiyor, konu komşu onu bir yere sahiplendiriyor. Gidiyor kuzu kuzu orada yaşamaya başlıyor. Tam alışmışken, aile tayinim çıktı deyip bir daha bırakıyor.
Bir gönüllü çıkıp evine alıyor, yuva aramaya başlıyor. Ancak bu esnada gönüllünün evinde de malesef sorunlar oluşunca içimiz eriyor, alıyoruz bu güzel kızı konforlu bir pansiyona koyuyoruz.
Bu çocuk o kadar hassas ki, yıllardır alıştığı yatağı olmazsa mutsuz oluyor. Yani aslında tek istediği kendi yatağı ve artık evim diyeceği bir yer.
Gözleri o kadar üzgün bakıyor ki, ona uzun süre bakarsanız ağlamak istiyorsunuz.
Açtığımız ilanlarda destan gibi bütün hikaye yazıyor. Yani ne arıyoruz, köpek bakmayı bilen, durumun ciddiyetinin farkında olan, bu hassas kıza en şahane günlerini yaşatacak bir aile. Ne aramıyoruz? Yalancı,kararsız, ne istediğini bilmeyen insanlar…
Mesela ben bakarım talibim deyip, mesaj yazan, sonrasında da aslında bebek olsa daha iyi olur diyen insanı anlamaya çalışarak beynimi zorluyorum.
Bir telefon geliyor. Ben talibim diyerek başlıyor anlatmaya. Nasıl bir hayvansever aile olduklarını, kendi köpeklerini kedilerini anlatıyor. Kızımıza da çok iyi bakacaklarını söylüyor. Ben yine de tekrar ediyorum. Yaşı ilerlemiş bir köpek olduğunu, hastalık olabileceğini, zaten ordan oraya sürüklendiği için mutsuz olduğunu ve artık onu sahiplenecek kişinin ömürlük aile olması gerektiğini üstüne basa basa söylüyorum.
Herşeye kabulüz diyor hanımefendi.
Ancak diyor ki, Uşak’tayız. Buraya göndermek sorun olur mu diye soruyor. Ulaşımın sorun olmadığını söylüyorum. Kendisinin sosyal medya hesabını alıyorum, takip etmek için. Hemen veriyor. Resimlere bakıyorum, kendi kedileri ve köpeğiyle çekilmiş resimler. Iki senelik inceleme yapıyorum, gayet normal görünüyor herşey. Gönüllü ortaklarımızla istişare ediyoruz. Hepimizin aklına yatıyor. Iyi bir aile diyoruz. Takipte olacağımızı söyleyip nakil araştırmaya başlıyorum hemen. Günümün neredeyse tamamını nakil arayarak geçiriyorum. Aklıma gelen herkese yazıp soruyorum, Uşak tarafına yolculuk var mı diye. Pet nakiller ile görüşüyorum. Çoğunun güzergahı değil.
En son akşamüzeri bir arkadaşımız tamamdır diyor,alırım bu akşam, sabah erkenden orada oluruz diyor.
Sahiplenmek isteyen hanımefendiye yazıyorum. Yazış o yazış. Mesajım iletilmiyor. Arıyorum, meşgule düşüyor. Dün takip edebildiğim sosyal medya hesabı bugün yok olmuş . Ama başkaları görebiliyor. Yani, ben engellenmişim heryerden.
Şimdi bu davranışı anlamaya çalışalım.
Bir insan yarım saat dil döküp, herşeyi ile kabul edeceği bir can için bir saat sonra neden buhar olur?
Vazgeçebilirsin, hatta istemeyebilirsin de. Ama bunun daha kolay yolu var. ortadan kaybolmak, telefonları engellemek yerine arayıp vazgeçtik demek mesela. Hatta kısa bir mesaj yazıp “vazgeçtik, alamıyoruz” demek.
Sanki ben aramış bulmuşum gibi, sanki ürün pazarlıyormuşum, yakasına yapışmış ve yalvarmışım gibi yok olmak…
Böyle insanları bizler değil ancak psikologlar çözebilirler. Bizim değil ancak tıp dünyasının böylelerini anlayabileceğini düşünüyorum.
Sağlıklı bir ruh hali değil çünkü. Kafada bazı sorunları var, belli.
Eksik olun, lütfen eksik olun, sizin gibiler hayvansever olmayın. Onların zaten yeterince sorunları var. Onlara hayat zaten zor. Sevmeyenleri hatta düşmanları ordu gibi. Sokaktakini ayrı, terk edilmişini ayrı korumaya çalışıyoruz. Bir de seviyor gibi yapmayın. Iyiyi oynamayın.
Lütfen kafanızdaki sorunlarınızı da alın kendi anormal dünyanızda yaşamaya devam edin.
Sizin sevginiz de eskik oluversin.