“Hiçbir şey 16 yaşındaki bir genç kızın hayatından daha önemli değil,
keşke o kazada ben ölseydim!
Yere batsın Emrah Serbes!
Benim adım Emrah Serbes, sonunda T yok, 
Bundan sonra benim sonum da yok!
Çok özür diliyorum”

Torbalı Adliyesi çıkışında, Jandarmalar tarafından tutukevine götürülürken bu sözleri EMRAH SERBES basın mensuplarına ve kameralara bu şekilde haykırdı. 

Kazada hayatını kaybeden baba ve kız ile yoğun bakımdaki anne ve ailenin durumu insani açıdan trajik ve katlanması imkansız bir acı. Allah sabır versin. Bu tarz trafik kazalarında bir çok kez mağdurların avukatlığını yaptığımdan, TCK ‘da yetersiz düzenlemeler yüzünden, 1 kişinin hayatını  kaybettiği kazalarda, 2 ile 5 yılla yargılanan ve 1-2 ay sonra serbest kalan sanıklar karşısında yakınını kaybeden ailelerin ruh hallerini çok iyi anlayabiliyorum. 

Alabilecekleri en ağır cezayı almaları için uğraşacağız diyerek, onlara moral vermeye çalışırken  müvekkillerin duruşmalarda ayakta durmak için bile ne kadar zorlandıklarına bizzat tanığım. İnsan hayatının ne kadar ucuz olabildiğine, iyi hal nedeniyle 2 yıl veya altı ceza alan trafik canavarlarının, çoğu zaman cezaevine bile girmediği olur. Taksirle adam öldürmek, yani kasten değil de ihmalle kazayla adam öldürmek, bu ülkede 2 yıldan başlıyor en çok  5 yıl ceza verilebiliyor! Haliyle, ne ihmaller bitiyor ne kazalar bitiyor!

Eğer kazada ölen sayısı 2 veya daha fazlaysa, ceza davası AĞIR CEZA  Mahkemesine taşınıyor ve bu kez cezanın üst sınırı 15 yıla çıkıyor. 

Sürücü alkollüyse, yani alkollü araç kullanırken bir kaza yapma riskinin olduğunu bile bile direksiyona geçtiyse bu durumda, “bilinçli taksir” veya “olası kast” gündeme gelebilir  ve ceza da  ağırlaştırılır. Ama hiç bir ceza öleni geri getirmeyecektir.  HUKUKİ AÇIDAN, eğer kaza sonrası kan testi yapılmadıysa, alkollü olup olmadığı asla tespit olamayacağından, bilinçli taksir ve olası kast gibi cezayı ağırlaştıran durum şüpheli hale gelmiş olacak ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği, Emrah Serbes en fazla 15 yıl ceza alabilecektir.  

Kaza 22 eylülde, İzmir-Aydın otobanında meydana gelmiş, kaza sonrası Emrah Serbes’e ait olan aracı kullandığını iddia eden kişi tutuklanmış ve 6 gün sonra da  Emrah Serbes, sosyal medyadan bir itiraf paylaştığında;  Milas Adliyesi’nde duruşma sıramı bekliyordum, parmaklarım Twitter’a uzanmıştı ve el yazısıyla yazdığı itirafnameyi aynı anda gördüm. Sıcağı sıcağını öğrendiğim bu haberin çok ses getireceğini, sosyal medyada fırtınalar koparacağını o anda anladım. Bodrum’da Kent Tv de Habervizyon programını hazırlayıp sunduğum dönemden kalma bir refleksle yaptım bunu. Evet, her ölüm acıdır, erkendir. Her kaza trajiktir. Ancak, bazı olaylar vardır ki, ilk anda benzerlerinden çok farklı bir anlam taşırlar.  Anlamdan kastım, duygu yoğunluğu, dramatik öğeler ve yankılanacağı çok daha geniş bir akustik zemindir. Bu olay da böyle bir olay.
Bodrum sahilinde, denize vuran kırmızı tişörtlü bebek, diğer Suriyeli kurbanlardan daha fazla ilgi gördüğünü unutmayın. Demek istediğim böyle bir olaydı bu kaza da. 

İnsani açıdan trajik,  hukuki açıdan tartışmalı bir trafik kazası.

Sosyal medyanın önemli bir kısmı  ve yakınlarını kaybeden aile Emrah Serbes’in, delil kararttığını, itirafın bu şekilde açıklanmasının da şov amaçlı olduğu ve bir algı operasyonu yapıldığı ve amacın da daha az ceza almak olduğunu düşünüyor. 

Yine azımsanmayacak bir kesim de, Emrah Serbes olayına, suçu olmadığı halde arkadaşı için hapis yatan birisinin varlığına şaşırırken, Emrah Serbes’in dürüst davrandığı, suçu kabullendiği, vicdanını dinlediği için ona destek oluyor. 

Olayın trajik yanı ölümler, dramatik yanı arkadaş, vicdan, polisiye yazarı ünlü bir adamın, sosyal medyadan suçunu itiraf etmesi, kamuoyunun bu olayda da bölünmekte zorlanmamasıdır. Bugüne kadar efsane polisiye hikayeler yazan, Behzat Ç. Gibi bir fenomen yaratan, Emrah Serbes’in kriminal bir olayın merkezinde yer alması ve ana haber bültenlerine kadar taşınan, “Emrah serbes, sonunda T yok!” nidası akıllardan kolay kolay çıkmayacak bir durum.

Hepimiz 4 teker üzerindeyiz, diyerek, empati yapıp Emrah Serbes’in geç gelen dürüstlüğüne övgü de düzebilirsiniz, 16 yaşında ölen kızın ve babasının ailesi ile empati kurarak delil kararttığı düşüncesiyle samimi bulmadığınız Emrah Serbes’i kınayabilirsiniz de. 

Karar sizin ve vicdanınızın, olsun.