Ali EYCE
Engelli çalıştırmak! Hayatı kazanmaktır!
Engelli bireylerle ilgili duyarlılığımız bir tık fazla olmalıdır.
Bir eksiklikleri olduğu için değil, hayata mücadeleleriyle çoktan daha çok anlam kattıkları için.
Engellilere karşı gerek sosyal, gerek kültürel ve gerekse yaşamsal konularda atılan her türlü adımı desteklemeliyiz.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da, 2025 yılında iş dünyasının bu adıma daha da güçlü şekilde destek vermesi için uyarıcı, zorlayıcı ve şart koyucu ceza tutarını 30 bin TL gibi bir seviyeye çekti.
Engellileri çalıştırmak, her anlamda hayatı kazanmaktır.
Onların varlıkları her şeyi anlatmaya yettiği gibi, her şeye ayrıca anlam yükleme gücüne sahiptir.
Engellilerin çalıştırılması, iş gücüne dahil olması bir zorunluluk da değildir, bir ayrıcalıktır.
Kariyer Kurucusu ve Çeşitlilik Savunucusu Esra Odabaşı'nın dediği gibi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ceza artırımı, engelli bireylerin çalıştırılması konusunda ciddiyete davet olduğu gibi, bu engelliler için de büyük bir fırsat olacaktır.
Ünlü Filozof Konfüçyüs “Bir kişiye iyilik yapmak istiyorsan ona balık verme, balık tutmayı öğret” dediğinde aslında tam olarak da bunu anlatıyor sanki.
Engellileri hayata katmak, onlara ihtiyaçları olan şeyleri vermek veya ihtiyaçlarını gidermekle değil, onları iş hayatına katmak, üretime katmak ve kazanarak, kazanmalarını sağlamak gerekir.
Balık vermek yetmez!
Balık tutmayı öğretmek gerekiyor!
Balık tutmalarına fırsat vermek gerekiyor!
Engelliler, birileri gibi "Ne iş olsa yaparım" diyemezler belki ama bir işi yapabileceklerini çok iyi bilirler.
Engelliler, birileri gibi "Ne kadar ekmek, o kadar köfte" diyemezler belki ama köfteye göre ekmeği ayarlamasını çok iyi bilirler.
Engelliler, birileri gibi "Az emek çok para' diyemezler ama başkalarının hayatlarında engelleyici olmayı da hiçbir zaman istemezler.
Çalışmak isterler!
Üretmek isterler!
Kazanmak isterler!
Yaşamak isterler!
Vesselam!