Nilgün Akyüz
ENTROPİ
Sosyoloji okurken en dikkatimi çeken kavramlardan biri de entropi olmuştu. Bu terim aslında bir fizik terimidir. Enerji ve maddeyle ilgilidir. Termodinamik dediğimiz alanın konusudur. Derdimiz tabi ki burada termodinamikten konuşmak değil ancak hayatımızı etkileyen birçok şeyde yasalarının etkili olduğunu görmek gerçekten şaşırtıcı. Özellikle de evliliklerimizde.
Enerji yoktan var edilemez ve yok edilemez de sadece dönüşür. Buna göre de hayatımızın hiçbir alanında enerjimizi kaybetmediğimizi sadece dönüştüğünü görebiliyoruz. Yani enerjimizin çok düşük olduğu bir an, aslında dönüştürdüğümüz enerjimiz. Burada enerjinizi neye dönüştürdüğünüz çok önemli. Tamamen olumsuz bir alana dönüştürürseniz o alanda kullanmış olursunuz enerjinizi. Demek ki enerjiyi dönüştürme gücü bizde. Olumlu ya da olumsuz düşünme arasında bir seçim yapabiliriz. Kendimize burada şunu sormalıyız: şimdiye kadar olumsuz düşündüysek bu, bizim işimize yaradı mı? Başımıza en kötüsünüz geleceğine dair inancımız, düşüncelerimizde de bizi temkinli olmaya iter. Ben en kötüsünü düşüneyim de iyi olursa sevinirim, deriz. Ancak yasa böyle çalışmıyor. Aynı zamanda düşündüğümüz her an enerjiyi de kendimize çekmiş oluyoruz. O zaman iyi düşünmenin bize avantaj sağlayabileceğini unutmamalıyız.
İkinci yasa der ki bize bu dönüşüm sırasında bir miktar entropi çıkar açığa. Yani geri dönüştürülemeyen atık. Kontrolsüz enerji de diyebiliriz buna. Düzensizleşme halidir. Ancak bu düzensizleşme şarttır ve yerini düzene bırakır. İlk algımızda kötüymüş gibi durmasına rağmen düzensizlik iyidir. Çünkü bizim yeni formlar oluşturmamızı sağlarken monotonluğumuzu da engeller.
Düşünsenize bu hayatta hep en çok sıradan hayatlarımızdan şikayet ederiz. Değişiklik isteriz az da olsa. Kalkar evin şeklini değiştiririz. Düzen oluştururken de bir düzensizlik yaratırsınız. Ya da çevrenizdekiler bir düzensizlik yaratır nasılsa toplayan var diye. İlişkilerimizde de böyledir bu. Siz bir şeyleri değiştirmek için çaba harcarsanız karşınızdaki bunun tersine hareket edecektir. Böylece zaman içinde bir denge oluşacaktır.
Çeşitlilik azalırsa zaman içinde bir donuklaşma meydana gelir. Bu da sistemin tıkanmasına neden olacaktır. İlişkilerimizde de monotonlaşma dediğimiz şeydir bu. Özellikle bir farklılık insanıysanız ilişkinizdeki sıradanlaşma sizi çok rahatsız edecektir. Bunu aşmak için de daha düzensiz bir alana adım atma eğilimi içinde olursunuz. Çift danışmaları sırasında en çok rastladığımız durumlardan biridir. Hayatın hayhuyu içinde bazen yanımızdaki insanla ilişkimizin ne kadar sıradanlaştığını fark edemiyoruz. Her ilişki çeşitlilik ister. En sevdiğiniz yemeği bile her gün önünüze koysalar bir zaman sonra bıkarsınız. O yüzden ilişkilerimizde de farklılık yaratmak için uğraşmalıyız. Her zaman yapmadığımız bir şeyler katmalıyız. Biz bunu yapmadığımızda kendi doğası içinde düzensizleşir ve kopmalar meydana gelir. Değişen koşullara uyum sağlamak insanoğlunun hep yaptığı bir şey. Ancak bunu evliliklerimizde kaldırabiliyor muyuz, orada bir soru işareti var.
Hepimiz mutlu olmak amacıyla bir şeyler yapıyoruz. Ancak hiçbirimizin mutluluk anlayışı aynı değil. Bazen bunu kontrolsüz bir enerji kullanarak yapmaya çalışırız. Aslında burada düzene gelme isteği vardır. Bu düzen zamanla bizde denge de oluşturur. Her evlilikte çalkalanmalar olur, yapı düzensizleşir. Ancak bunun altında düzen ve dengeye gelme ihtiyacı olabilir. Evliliklerde entropi yaşanabilir. Ancak yeterince çaba gösterildiğinde bu durumlardan kaynaklı evliliklerin tekrar düzene girme olasılığı vardır.Sanırım toplumumuzda boşanmaların bu kadar artmasının sebebi, birçok düzensizlik alanını aynı anda yaşamamız. Bu da bir kaos ortamını beraberinde getiriyor. Biz öncelikle kendi alanlarımızdan sorumluyuz. Kendi alanımızda bir düzen yaratmayı başarırsak bunun büyük düzeni de etkileyebileceğini düşünüyorum. Herkes kapısının önünü süpürürse temiz bir mahalle elde ederiz sevgili dostlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.