Ali EYCE
‘Evde Kal’ ‘Hastanede Kalma’
Acile düşüyorsunuz.
Halsizlik var.
Ateş de çıkmış.
Birileri sanki boğanızı sıkıyor gibi.
Nefes almakta güçlük çekiyorsunuz.
Bol oksijenli ve biraz serin hava ciğerlerinize iyi geliyor.
Tansiyonunuz yerlerde.
Elleriniz, ayaklarınız üşüyor ama bunun dışında her yeriniz yanıyor.
O ilacı atıyorsunuz nafile, bu ilacı içiyorsunuz nafile.
‘Doktor bana bir çare, ölüyor muyum?’ diyorsunuz gözünüzden dökülen son bir damla yaşla.
Kimse size ne olduğunu, neyin olduğunu sormuyor.
Teşhis belli Korona Virüsü seni yakalamış.
Yakalamış ve son bir hamle yapıyor, canınızı teslim almak için.
Virüs girmiş, hastalık sarmış bedene.
Yarını değil, dünü düşünüyorsunuz.
Dün yaptığınızı düşünüyorsunuz.
Sokağa çıktığınızı, biraz güneş alayım, biraz insan yüzü göreyim, bir iki kişiyle sohbet edeyim dediğinizi düşünüyorsunuz.
Doktor demiyor ama siz düşünüyorsunuz, o sırada mı aldım bu virüsü.
‘Kim verdi o virüsü bana’ diye isyan ediyorsunuz.
‘Evde Kal’ diyenleri hatırlıyorsunuz.
Keşke evde kalsaydım diyorsunuz.
Hastanede kalmaktan iyidir, hasta olmaktan iyidir, ölmekten ise kesin iyidir diyerek.
Yaptınız bir hata, evde kalmadınız.
Yaptınız bir hata, kaptınız virüsü.
Doktor elinden geleni yapacak.
Senin elinden geleni yapmaman gibi davranmayacak.
Ama eğer ayrılacaksan aramızdan, bunun nedeni evinde kalmamak olduğunu asla unutamayacaksın.
‘Evde Kal’
‘Hastane de Kalma’
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.