Mutlu Çakır
EYY HOLLANDA
Bir güne daha Bülent Uygun kravatı gibi uyandım. Iddialı ve tuhaf. Rengarenk bir kalabalık ve uyumsuzluk. Yeni Türkiye gibi.
Haberlere baktım, internetten. Bu haftaki gündem konuğumuz, Hollanda’ymış. Bu sefer kendileriyle kapışmışız. Yaptırım olarak da, portakal soyup baş ucumuza koymuşuz yetmemiş, polisi arayıp, mehter marşı dinleterek, kendilerini titretmişiz. Mehter dinletmek, iyi olmuş aslında, dış politikamızı anlatıyor. 2 ileri 1 geri!
Ey Rusya! Ey İsrail! Ey Suriye! Ey Irak! Ey Almanya!
Bu arada, hollandalı aşırı sağcılar sayesinde, evet oyları %2 artmış. Güzel şeyler de oluyor. Başkanlık gelirse, Hollanda’nın ağzının payını vereceğiz. 16 Nisan’a kadar, Viyana kapılarına dayanıp, Avusturya ile papaz olmazsak, bakarız.
Irkçı lider, Wilders’e de Melif CAPSLOOK musallat olmuş, bu arada. Artık o adam iflah olmaz.
Hollanda’da aşırı sağcıların da oyu artmış. Win win olmuş bir nevi. Ver coşkuyu Wilders.
Gaza gelme dalında olimpiyat yapılsa, bırak madalyayı, meşaleyi biz tutarız gibi geliyor bana. Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niyet öptü diye düşünmek bize göre değil.
Biz İsrail ile papaz olunca, zamanında naziler diye başlayan cümle kuranlarla bugün nazi bunlar diyenler aynı olduğundan dolayı, sıkmalık portakalla protesto edenlerle, kola döküp fanta içenler de aynı.
Yazımı, Hollanda polisiyle akıcı şekilde konuşan, konsolos ingilizcesi ile bitirmek istiyorum.
Eyy hollanda! Are yu cola? Are yu se*s?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.