Ali EYCE
GAZETECİLER BAŞKAN SEÇİYOR!
Şeref Divan Üyesi olduğum İzmir Gazeteciler Cemiyeti, bu ay yeni başkanını seçiyor.
Eski başkanımız Misket Dikmen, iki dönem başkanlık yaptığı için doğal olarak seçimlere yeniden aday olarak girmedi.
Şu anki İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin yönetiminde bulunan meslektaşlarım Dilek Gappi ve Murat Atilla, başkanlık için aday oldular, ekiplerini kurdular ve seçim çalışmalarına girdiler.
Bunların dışında bir de okul arkadaşım, bir dönem birlikte aynı gazetede çalıştığım Mustafa Yılmaz başkanlık için adaylığını koydu ve yönetim listesini açıkladı.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ni basın kartı alana kadar, yani 7 yıl gazetecilik yaptığım yıllarda cemiyete üye olamadım.
Basın kartı olmadığı için cemiyet üyesi olamayan birçok meslektaşım gibi, bu durumu hep yadırgadım.
Aktif çalışan gazetede, aktif çalışan gazetecisin ama meslek cemiyetin seni gazeteci olarak üyesi yapmıyor!
Her seçim öncesi, İzmir Gazeteciler Cemiyeti tüzüğünde değişiklik yapılmasını, fiili olarak gazetecilik yapanların basın kartı taşıyamamasının sorumlusu olan gazetelerin ticari yönetimlerinin, muhasebe hesaplarının kurbanı olarak dışlanmamaları gerektiğini belirttim.
Benim 7 yıl dışlandığım gibi.
Basın kartı aldıktan sonra tepki olarak da, hakkım olmasına rağmen birkaç yıl cemiyete üye kaydımı yaptırmadım.
Yazılı basında olan sorun, şimdilerde internet gazeteciliğinde çok ama çok daha büyük bir sorun halinde.
Üniversitelerin İletişim Fakültelerini bitirip, gazeteciliğin dijital ortamında kendisine çalışma imkanı bulan genç gazeteciler, maalesef gazeteci değil, bilgisayar yazılımcısı gibi görünüyorlar.
Üniversiteye girerken, gazeteci olmayı tercih eden, fakültesinde 4 yıl okuyan, diplomasını alan kişinin çalışıp, çalışmaması gazeteci olup, olmamasına nasıl engel olur anlamış değilim.
Bu ülkede, Tıp Fakültesini bitiren, her hangi hastanede çalışmayan doktor kimliğini ve etiketini kullanırken, Hukuk Fakültesini bitiren, ama hukukun hiçbir kısmında çalışmayan avukat kimliğini kullanırken, Mimarlık Fakültesini bitiren, ama hiçbir inşaat şirketinde çalışmayan mimarlık kimliğini ve etiketini kullanırken, İletişim Fakültesini bitirip gazeteci kimliği ve etiketini alamamak, almak için birilerinin ticari, muhasebe hesaplarına bağlı olmak gerçekten çok düşündürücü.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin başkanlığına aday olan, yönetimlerinde aday görünen bütün meslektaşlarım benden, benim gibi kayıtlı üyelerden tek şey bekliyor, seçimde oyumuzu alabilmek.
Bir oy kullanacak olan üye olarak ben de, bütün genç meslektaşlarım adına, kim yönetime gelirse gelsin tek şey bekliyorum.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin kapılarını, basın kartına bağlı olmaksızın, İletişim Fakültesini bitiren, bu işi yapan, yaptığını, yapma istediğini gösteren, çalışmasa, çalışacak iş bulamasa bile gazetecilik kimliğini taşıyarak manevi değerini yaşamak isteyenlere açın.
Çoğaldıkça bir şeyler kaybetmeyiz!
Çoğaldıkça daha çok şeyler kazanırız!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.