Siyasette, ekonomi de, sosyal hayatta her zaman gençlere daha çok önem verilmesi gerektiğini, daha çok yer verilmesi gerektiğini ve daha çok imkan verilmesi gerektiğini düşünüyor, savunuyor ve iddia ediyorum.

Madem yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği çocuklarımızın, gençlerimizin üzerinde, her zeminde ve zaman da onların önünü açmakta onların büyükleri olarak bizimi en büyük görevimiz olmalı.

Yaşlandığımız nasıl bir ülkede yaşayacağımızı, hangi şartlarda yaşamaya devam edeceğimizi düşünmeye gerek yok.

Gençlerimizi nasıl yetiştirip, nasıl onlara güven duygusu verip, onların kendilerini göstermeleri için imkan yaratırsa emin olun o kadar da rahat bir yaşlılık dönemi yaşarız.

Önümüzdeki seçim öncesi, aday adaylarının içinden adayların belirlenmesi öncesi siyaseti partilerin liderlerinden siyasetin içindeki gençlerin beklediği tek şey:

Siyaseten destek olup, yollarını açın, siyasetin önünü açın, Türkiye’nin önünü açın.

Yılların verdiği tecrübenizle gençlerin her daim yanında, yol gösterici, yön verici olun.

Kazanan yine siz olursunuz, kazanan hep zaman Türkiye olur.

Buradan gençlere de büyükleri olarak naçizane nasihatlerim var.

Cesur olun, kararlı olun ve hepsinden önemlisi asla yalan söylemeyin.

Ne yapamayacağınız işe girişmeyin, ne de yerine getiremeyeceğiniz şeylerin sözünü vermeyin.

Önünüzde iyi ve başarılı bir siyasi yaşantı sürmek istiyorsanız, siyasetin içinde başarıl olmak istiyorsanız kimseye, ne sebeple olursa olsun, ne getirisi olursa olsun asla yalan söylemeyin.

‘Yalan’ er ya da geç ortaya çıkan bir gerçektir!

‘Yalan’ er ya da geç ayağınıza dolanan bir hastalıktır!

‘Yalan’ er ya da geç elinizdekilerini de kaybetmenizin tek kaynağıdır!

‘Yalan’ sadece yaşarken değil, öldükten sonra bile üstünüzde kalan en büyük ve en kötü mirastır.

Dünyayı kazanmanıza neden olan ‘Yalan’, dünyayı kaybetmenizin tek nedenidir!