Ali EYCE
Güneş Enerjisi ve Akıl Oyunları!
Güneşin enerji kaynağı olduğu konusunda hem fikir olduğumuz kadar, güneşin ne kadar enerji olduğu konusu da ciddi tartışma konusu.
Hem bilim insanları açısından, hem de gelinen teknoloji bakımından.
Güneşten enerji almak öyle kolay bir iş değil.
O enerjiyi alabilmek için de ekonomik olarak yatırım, güç olarak enerji harcamanız gerekiyor.
Güneş enerjisini kullanmak, tarlaya patates, soğan ekmek gibi de basit ve kolay değil.
Öncelikle şunu düşünmek gerekiyor.
Güneş, dünyaya en uzun gündüzlerde 12 saat, en kısa günlerde ise 8 saat gibi bir süre kendini gösteriyor.
Bunun yazında, kışında, sonbaharında, ilkbaharında, sabahında, öğleninde, akşam üzerinde ve de havanın parçalı bulutlu, yağmurlu, karlı olması durumunda ise daha da çok değişkenlik gösteren bir durum.
Dünya’nın hiçbir güneş sürekli 90 derece dik açıyla ve en enerjik haliyle gelmiyor.
Öyle gelmiş olsaydı, öğlenin en sıcak saati, akşamın serinlik zamanı, sabahın en temiz hali diye bir şeyler dünya atmosferinde olmazdı.
Güneşin dünyana en çok dik olarak geldiği ve en çok sıcaklığını, enerjisini hissettirdiği yerlerin çöller olduğu gerçekliğiyle yola çıkalım, dünyada enerji sorunu olmayan ülkeler ekvatora yani güneşe daha yakın, enerjisine daha çok maruz kalan yerler olması gerekirdi.
Ama görünen gerçek öyle değil.
Güneş enerjisini alabilmek kadar tutabilmek, tutabilmek kadar da kullanabilmek gibi bir takım özellikleri her zaman aynı düşünemezsiniz.
Enerjiyi almak kadar tutmak, tutmak kadar kullanabilmenin de ayrı bir maliyeti vardır.
Türkiye’de seçim atmosferi olunca, konu ekonomi olunca, gündem Türkiye’nin dışarıya bağlılığının en büyük nedeni enerji olunca güneş enerjisi de hem siyasetçilerin, hem çevrecilerin, hem de bilim insanların ister istemez gündemine girdi.
Geçmiş dönemde bir aralar yöneticisi olduğum apartmanın gündemine de güneş enerjisi konusunu almıştım.
Oradan biraz konuya da hakimim.
Apartmanımızın çatısına güneş enerjisi sistemi kuralım, elektrik masraflarını yok edelim ve hatta fazlasını satıp para kazanalım diye bir düşünce geliştirmiştik.
Ancak yaptığımız araştırmalar hiç de öyle balkondaki saksıya soğanın cücüğünü ekip soğan toplamak gibi olmadı.
Güneş enerjisi sistemin maddi bedeli, her yıl yapılması gereken bakım giderleri, elde edilecek enerjinin kullanılabilir hale gelmesi ve fazlasının da ekonomik olarak getiri haline gelmesi gibi sorunların hepsinin yüklü bedeli vardır.
Kısa vadade maddi gider çok, uzun vadede maddi gelir ise güneşin haline yani Allah’a emanet.
Nasrettin Hoca’nın göle maya çalması gibi: ‘Ya tutarsa’
Dijital ormanın gün geçtikçe arttığı, yaşamın her alanında enerjiye ihtiyaç olduğu bir dönemde enerji üretimi konusunda bütün ülkeler çok sıkıntılı.
Biz de!
Bir yandan dünyayı yok etmeden enerji üretmenin çabası, diğer tarafta dünyada daha rahat yaşayabilmek için enerji üretmeni çabası.
Her rahatlığın bir bedeli vardır.
Dünyalılar olarak daha rahat yaşamanın bedelini nasıl öderiz onu biz olmasak da dünyada, bizden sonra yaşayanlar görecektir.
Bedelini de ödeyecektir!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.