Nurten Ağaçbiçer
HADİ GELİN OLANLARA BÜTÜNDEN BAKALIM.
Bütün dünya olarak içinden geçtiğimiz şu sancılı günlere, büyük resimden bir bakalım.
Evet çok zorlayıcı, acı dolu, korkutucu. Hepimiz endişeliyiz ne kadar sürecek, nasıl sonlanacak ve atlatabilecek miyiz?
Mikroskopta bile görülmeyen küçücük bir virüsün yaptıkları…ülke, makam, güç, fakir, zengin, iyi, kötü demeden hiçbir farklılık gözetmeksizin bütün insanların bir olduğunu adeta gözümüzün içine nasıl da soktu. Nereye gittiğimizi bilmeden canhıraş koşadurduğumuz hayatımıza bir çırpıda stop verdirerek.
Acaba; bütün egemen güçlere karşı, asıl kontrolün bu dünyanın sahibinin elinde olduğunu göstermek miydi istediği? Maddenin arkasındaki manaya bakabilmemiz için mi yoksa?
Tarih bize öğretti ki felaketler, zorlu zamanlar bizleri güçlendirmek, başka bir şeye geçiş zamanı geldiğini hatırlatmak için olmuş. Felaketler çoğunlukla bizleri içsel olarak güçlendirir. Uyanmamız gereken neyse onu açığa çıkartır.
İnsanlık bugüne gelene kadar bir sürü salgın hastalıklar geçirmiş. Geçmişe dönüp baktığımızda büyük salgınların yarattığı krizlerden sonra eskinin yıkılarak büyük değişimlerin açığa çıktığını görüyoruz.
Şimdi bu gözle bakarsak değişim zamanın geldiğini anlayabiliriz belki de.
Hem sistemlerin hem de bireylerin değişim, dönüşüm zamanı.
Bizler bir dönüşüm yapmak zorundayız. Dünyanın kurulduğundan beri, oluşumdan bitimine kadar devam edecek olan değişimden bahsediyorum… Bizim istediğimize bağlı olmadan.
Evren sürekli dönüşüm içinde, değişmesi gereken her şey değişiyor. Eskimiş, köhnemiş, inançlar, düşünceler, sistemler her şey. Değişmeyen tek şey değişimin kendisi.
Artık değişmesi gereken, “asil ve yüce yaratılmış” varlığımızın açığa çıkmasına zorla engel olan kapitalist sistem mi? Yoksa, bizi kendi suretinden yaratmış olan yaratıcımıza samimiyetle dönme zamanı mı?
Arınmayı sadece virüs bulaşmasın diye ellerimizi yıkamakla değil, içimizle yapma zamanı. Hurafelerden arınmış, gerçek dinle alakası olmayan kendi bencilce görüşlerini insanlara Allah’ın öğretileri diye yutturmaya kalkanları aklımızı kullanıp fark ederek.
Yaradan’ın bize verdiği gücü hatırlayarak içe dönme zamanı. Kendi içimizdeki zenginliği farkına vararak.
O’nu görmemize engel olan perdeleri açarak, kendi varlığımıza özümüze dönerek.
Değişimin gereği olarak gelen Bahai yazıları da bu süreç için der ki;
” Bugünkü musibetler, arınma sürecinin bir parçasıdırlar ki, insan ancak onlar sayesinde kendine gerekli olan dersi alabilecektir. Bu musibetler Uluslara; meseleleri uluslararası bir gözle görebilmeyi öğretirken, bireylere; maddi refahından ziyade ruhsal saadetine önem vermeyi öğretmek maksadıyla ortaya çıkmışlardır.”
Hepimizin içinde mevcut olan yüce Hakikat, bizleri gerçek doğamıza ve varlığımıza ilişkin bilinçli bir farkındalık seviyesine yükseltsin…böylece daha sevgi dolu, daha bilge, daha huzurlu, barışsever ve güçlü olalım.
İçinden geçtiğimiz krizi zafere dönüştürebilelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.