Ali EYCE
‘Havlu Hareketi’ni destekliyorum!
Deniz severim, balık severim, doğaseverim, yüzmeyi severim, insanı severim!
Komşu ülke Yunanistan’da başlayan ve bizde de hızla yayılan ‘HAVLU’ hareketini sonuna kadar destekliyorum.
Kimin ticari, siyasi veya başka nedeni olursa olsun, sonuna kadar destekliyorum.
Kıyı Kanunu der ki:
Madde 5 - Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır. Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir.
Madde 6 - Kıyı, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz.
Yani, deniz, göl kenarları, plajlar, dalyanlar vatandaşındır.
Temeli hukuk olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunları diyor!
Kime diyor?
Kıyıları talan edenlere, sahiplenenlere, çevreleyip, koruyorum, güzelleştiriyorum diyenlere!
Kime diyor?
Kıyıları kapatıp, kendisine para verip, yarattığı ekonomik çarkın içine girenlere kıyıları kiralık gibi verenlere diyor.
Kime diyor?
Karayı babasının malı, denizi anasını denizi gibi görenlere diyor.
İç bölgelerden vazgeçtim, denize kıyısı olan illerde, ilçelerde denize girmeyi bırakın, göremeyen çocukların olduğu Türkiye’de bu kanunun acilen uygulanmasını gerekiyor.
Kimin hangi tarihte, hangi sebeple, hangi nedenle, hangi düşünceyle yaptığı zerre umrumda değil.
Denizin olduğu kıyıya Türkiye Cumhuriyeti’nin her vatandaşı, beş kuruş para vermeden havlusunu koyup, güneşin ve denizin tadını çıkartabilmeli.
Denizi kim satıyor?
Denizin sahibi kim?
Doğa sadece parası olanların doğası mı?
Varlıklı insanların bu hırslarına dur diyen kanunların bir an önce, göstermelik değil, gerçekte olması gerektiği şekilde uygulanmasını bekliyorum.
Nice kıyı gördüm yürüyerek gitmeniz mümkün değil.
Nice kıyı gördüm para vermeden denize ulaşmanız mümkün değil.
Kıyıyı yamaçtan kesmiş tesislerin giriş yolu dışında yol bırakmayıp, aşağıdaki sahili, denizi kendisine, konaklama, yeme, içme karşılığında para verenlere adeta kiralayan nice yerler gördüm.
Devletin malı deniz, sahip çıkmayan, kullanmayan, üzerinden para kazanmayan keriz misali!
Ülke ekonomisine katkı koymak adına turizmle ilgili yatırımlara tabi ki evet!
Ama bunu yaparken ülkede yaşayan insanların doğal ihtiyaçlarını da düşünülmeli.
Parası olmayan deniz yok, sahil yok mantığı çok ama çok kapitalist bir mantıktır.
Bugünün havlu hareketi, gün gelir halk hareketine dönüşür eldekini hesaplayanların elinde hiçbir şey kalmaz.
Yaşamanın da adaletli olanı güzeldir.
İyi pazarlar!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.