Bu açıklamaları, en yumuşak tabir ile talihsiz açıklamalar olarak değerlendiriyorum. Öncelikle bir meslektaşımızın, üstelik akademik olarak profesörlük makamında bulunan bir meslektaşımızın bu ifadeleri tıbbi deontolojiye, bilimsel nosyona ve insan haklarına son derece aykırı durumda.

Bu açıklamalar ile kendisi birçok soruna sebep oldu.

1) Korona öncesi dönemde çok sayıda koruyucu halk sağlığı ve aktif muayene hizmeti ile ülkemizin sağlık hizmetinin bel kemiğini oluşturan aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları, korona salgını ile birlikte adeta birer nefere dönüşerek sahada en aktif çalışan kişiler konumunda yer aldılar. Ve bu talihsiz açıklamalar ile bütün aile hekimi ve aile sağlığı elemanları zan altında bırakıldı, kendilerine ciddi iftiralar atıldı. Bu açıklamaların ardından birçok tedirgin vatandaşımız aile sağlığı merkezlerine gelerek, bebeklerine hangi aşıların yapıldığının hekim ve hemşireler tarafından kendilerine gösterilmesini istedi. Böylece, zor şartlarda çalışan aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarına bir darbe daha indirilmiş oldu. Açıklamaların sahibi "çok sayıda bebeğe" yapıldığını söylediğinden iddialarını ispatla mükelleftir. Aksi takdirde bu talihsiz açıklamalar ile kendisinin müfteri konumuna düşeceğini belirtmek istiyorum.

2) Bu açıklamalar hakkında sosyal medyada çok sayıda kişi tarafından, "aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarının ilaç firmalarından yasal olmayan kazançlar alarak, yanlışlıkla değil bilerek bebeklere covid aşısı yapıldığını" iddia ettiler. Bu da biz aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarının görev kutsallığına gölge düşürdü, bizleri ilaç firmalarının paralı teröristi konumuna getirdi ve maalesef bize olan inancın ve saygının sarsılmasına sebep oldu. Mesleğimizin kutsallığı ciddi anlamda zedelendi.

3) Birçok aile, bahsedilen açıklamaların ardından bebeklerine aşı yaptırmayacaklarını söyledi. Dolayısıyla bu açıklamalar, bebeklik çağı bağışıklıma hizmetlerine ve sonuçta toplumsal halk sağlığına ciddi zararlar verdi.

4) Aşı reddinin giderek arttığı ülkemizde, pandeminin başından bu yana gerek korona salgınına gerekse covid aşısına karşı bir direnç bulunuyor. Bahsedilen iddialar sebebiyle vatandaşların bu direnci ve aşı karşıtı kampanyaların dozu önemli miktarda arttı. Dolayısıyla bu müddei, iddialarını ispat edemezse müfteri kişi, korona pandemisi ile olan mücadelemize büyük bir zarar verdi.

5) Bu açıklamalar ailelere bebeklerinin birer denek olarak kullanıldığını, böylece vatandaşlara insan haklarının ihlal edildiğini düşündürterek insan hayatının kutsallığını zedeledi.

Görüldüğü üzere bu talihsiz açıklamalar, başta korona pandemisi ile mücadelemize olmak üzere, çok sayıda ve her anlamda zarara sebep oldu.

Biz hekimler elbette bu tarz bir yanlış uygulama yapıldıysa bunun soruşturulmasını ve muhataplara ciddi cezalar verilmesini istiyoruz. Ancak bu açıklamalar ispattan uzak olup bizleri hedef gösteren, bizleri ve salgınla mücadeleyi zor duruma düşüren talihsiz açıklamalardır.

Meslektaşımızı tekrardan iddialarını ispata davet ediyor, aksi takdirde kendisinin hekimlik camiasında bir müfteri olarak anılacağını belirtmek istiyorum. "Hekim, hikmetli iş yapan kişi" demektir. Meslektaşımızın yaptığı açıklamanın hikmetten uzak olduğunu belirtmekle birlikte, kendisini, aile hekimlerinden ve aile sağlığı elemanlarından en azından özür dileyerek biraz olsun hikmetli bir iş yapmaya davet ediyorum.

Vatandaşlarımızı ise bu tarz hedef gösterici ve içi boş açıklamalara karşı uyanık olmaya ve her zaman yaptıkları gibi mutedil davranmaya davet ediyorum.

Dr. Enes Başak
www.instagram.com/drenesbasak
www.twitter.com/drenesbasak
www.enesbasak.com.tr