İsrail'in Gazze'de çocukları ve kadınları öldürmekte, soykırım yapmakta sınır tanımaması dünyanın gündeminde iken İzmirli esnafın, İsrail menşeili ürünleri satmama kararı alması ayakta alkışlanacak bir eylem.

İsrail ekonomisinin dünyayı yönetmeye çalıştığı, o ekonomik güçle dünyada her şeyi yapma hakkına sahip olduğu ve hatta Amerika gibi dünyanın ikinci büyük devletinin elinde oyuncak gibi oynattığı zamanımızda çok ama çok önemli.

Tarihin ne garip bir tesadüfüdür ki, yıllar yıllar önce Almanya'da Nazilerin soykırımlarına maruz kalmış İsrailliler, Yahudiler, aynı şeyi yıllar ve yıllar sonra sebebi ne olursa olsun Filistinlilere, Gazzelilere yapmakta.

Uluslararası bütün kuralları, bütün ilkeleri, bütün mahkemeleri kabul etmeyerek, sadece elinde olan ekonomik gücü kullanıp, kullanmama tehdidiyle bütün dünya devletlerinin yönetimlerini de etkileyen İsrail'in bu soykırımı anlatamadığı tek yer var o insanların kalpleri, insanların akılları.

Yangına su taşıyan karıncaya sormuşlar, bir damla suyla koca yangına giderken, "Safımız belli olsun" cevabını bütün herkese ders olacak şekilde vermiş.

İzmirli esnaf, Acarlar Unlu Mamüllerinin sahibi Mehmet Ali Acar Müslüman olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşı olarak tepkisini o kadar güzel vermiş ki, İsrail menşeili ürünleri satanlar, alanlar ve tüketenler hangi safta olduklarını derince düşünmesi gerekiyor.

Bazı şeyleri 'İstemeyiz' demek, bazı şeylerin 'Olmaması lazım' demek maalesef günümüzde yetmiyor.

Günümüz yüz yılında adalet güçlünün elinde istediği şekilde oynadığı bir oyuncak olmuş durumda.

Bunun doğru olmadığını söylemek için düşünmemiz, hissetmemiz yeterli.

İzmirli esnaf kardeşimizin anlamı büyük eyleminin daha da büyüyerek devam etmesini diliyorum.

İsrail'in dünyada bütün insanlarla, bütün devletlerle birlikte yaşamak zorunda olduğunu idrak edebilmesi için.

İsrail'in dünyada bütün insanların yaşama, barınma ve bağımsızlık hakkı olduğunu idrak edebilmesi için.

İsrail'in ABD başta olmak üzere Avrupa devletleri tarafından kabul edilen, kabul edilmese bile tepki verilmeyen eylemini Rusya'nın Ukrayna'da yaptığını düşünün.

Rusya'nın çoluk, çocuk demeden Ukrayna'ya bombalar yağdırıp, Gazze'deki gibi bütün şehirlerini yok ettiğini düşünün.

ABD ve Avrupa devletlerinin tepkisi eminim 3. Dünya savaşı şeklinde olurdu.

İsrail'in ABD başta olmak üzere Avrupa devletleri tarafından kabul edilen, kabul edilmese bile tepki verilmeyen eylemini Türkiye'nin Kuzey Irak ve Kuzey Suriye'de var olmaya çalışan ve her gün ölüm kusturan terör örgütlerine, onlara sahip çıkan topraklardaki çocuklara, kadınlara yönelik yaptığını düşünün.

ABD ve Avrupa devletlerinin tepkisi eminim insan hakları, özgürlükler, evrensellikler, ulusal mahkemeler boyutunda olur, arkasından belki de 3. Dünya savaşına dönüşürdü.

Şeklen aynı, işlevsel olarak aynı, ismen farklı durumlar.

Rusya yapınca, Türkiye yapınca olan tepki İsrail yapınca makul karşılanıyor olmasını hiç bir makam, hiç bir insan aklı ve vicdanı açıklayamaz.

Son sözüm ne derseniz!

Öncelikle helal olsun, helal yesin İzmirli esnaf kardeşimize.

Sonrasında ise yarın ki yüz yıllarda Amerika kıtasında, Avrupa kıtasında insanların özgürlüklerine, varlıklarına ama kitlesel, ama bireysel anlamda kısıtlama, soykırım, işkence vs. olursa hiç bir ABD'li veya Avrupalı bana 'İnsan hakları, yaşama hakkı ve özgürlük' demesin.

Aklımızla oynamasın.

Bugün Gazze'yle ilgili ne düşünüyorsanız, yarın da aynısını düşünün, fazlasını hiç düşünmeyin!