İGC tarafı! TGS cephesi!

İzmir Gazeteciler Cemiyeti.

İzmirli gazeteci olduğum için üyesi olduğum cemiyet.

Bugünlerde gündemde.

Gazeteciler yaptıklarıyla değil, bünyesinde yıllardır çıkardığı 9 Eylül Gazetesi’nde çalışan meslektaşlarımızla almış olduğu kararla ilgili.

9 Eylül Gazetesi’nde çalışan ve kıdemi 5 yılı geçen gazetecileri işten çıkartma kararı alan İGC yönetimi, 9 Eylül Gazetesi’ni emekli olan, emekli olmayıp işe ve dolasıyla gelire ihtiyacı olanlarla gazetecilerle devam edip, bunları da kıdem tazminatı hakkı doğmaması için 10 ay gibi bir süre çalıştırmayı hedeflemişler.

Hem gazeteci hem de İzmir Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak iki tarafı da düşünerek yazmak zorda olduğumu gayet iyi biliyor ve hissediyorum.

Önce İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin bir üyesi olarak konuya girip, o tarafından geçmişi, bugünü ve geleceği irdeleyelim.

İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin, bir gazete çıkarması ve burada özellikle işsiz kalan gazetecilere maddi sıkıntı çektikleri dönemlerde, kısalığı veya uzunluğu değişse de maddi destek sağlanması için İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin gazete çıkarmasını düşünen, öneren, o dönem cemiyet başkanlığı seçimlerine aday olarak giren, oy isteyen, destek isteyen Atilla Sertel’e, onun adına arayıp oy isteyen, destek isteyen Nesrin Coşkun’a söylediğimi net hatırlıyorum.

Hatta biraz daha fazla söylemim olmuştu o dönem, reklam ajansı sahibi, dergi sahibi Atilla Sertel’in, İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ni siyasi sıçrama tahtası görmemesi gerektiğini, ticari kazanç mekanizması olarak görmemesi konusunda da eleştirilerimi iletmiştim.

İzmir Adliyesi’nin koridorlarında mesleğimi icra ederken çalan telefonda, ‘Aliciğim nasılsın?’ diyerek ikinci kez arayan Atilla Serter, “Ajans ve dergi işlerimi eşime bıraktım, ticari faaliyetlerimi bıraktım. Siyaseten de üstümde onurla taşıdığım CHP rozetini çıkarttım, ben bütün gazetecilerin başkanı olmayı istiyorum. İşsiz kalan gazeteciler için gazete kurma fikrine de aynen katılıyorum. Umarım onu da yapabiliriz” dedi.

Bu cümleyi söyleyen karşımdakine tek sözüm oldu, “Hayırlısı olsun, benim açımdan sorun kalmadı. Oyum, desteğim sizindir” dedim.

O zaman, bu zaman geçti, İzmir Gazeteciler Cemiyeti dernek olarak orada, o derneğin üyesi gazeteci olarak ben buradayım.

Neler oldu, neler olmadı onu yazmaya bile gerek görmüyorum.

Bilen biliyor, bilmeyen de işine gelmediği için bilmezlikten gelip, konuşmuyor.

Sadece dünya dönmüyor, sen ne dersen de.

Gazeteci meslektaşlarımın işten çıkartılmasını konusuna gelince.

Pek tabi ki hiç suretle meslektaşlarımın işsiz kalmasını kabul edemem.

Zaten normal piyasada yeterince maddi ve manevi sorunlar yaşayan gazetecilerin, normal olmayan şartlarda bile sorunlarla mücadele içinde olması tabi ki üzücü.

Ancak şunu da İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin üyesi olarak son sözüm olarak belirteyim, o gazetenin kurulmasının temel amacı çalışırken işsiz kalan gazetecilere belirli sürelerde maddi ve manevi destek olmasıydı.

Gazete çıkartıp, ticarete girip, basından pay alıp, birilerine sürekli iş imkanı sunmak değildi.

Biraz sancılı olacak ama bu sancıdan gazete kurulmasının en baştaki temel hedefine dönüleceği için de ‘Neden olmasın?’ diyenlerin şimdi ‘Neden oluyor’ dememesi gerekiyor.

Vesselam!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.