Banu Pirinçcioğlu
İNSANLAR KAÇA AYRILIR?
Parmak izi ne kadar benzersiz ise insan da öyle.
Birbirinin aynısı tıpkısı insan yok, olamaz da.
İnsanları tanıdığınızı zannedebilirsiniz. Karakter analizinde mükemmel olduğunuzu düşünebilirsiniz.
Kitap yazarım diyebilirsiniz. Hayatta yanılmam, ben insan sarrafıyım diyebilirsiniz.
Hiç o kadar güvenmeyin kendinize.
Çok emin olduğunuz ne varsa, aksini yaşatmaktan hiç çekinmeyecek tek canlı türüdür insan.
İnsanlar ikiye ayrılmazlar, iyi insan kötü insan diye. İnsanlar binlere ayrılırlar.
Kimsenin ruh halinin kullanma kılavuzu olmadığından, içinden ne çıkacak nasıl çıkacak bilemezsiniz.
En ters köşe filmlerde görmediğiniz şaşkınlığı size yaşatacak tek canlı insandır.
Parmak izi kadar benzersizdir.
Görüntüye aldanabilirsiniz.
Çok kötü görünen, katil kılıklı adamın aslında dünyanın en iyi en güzel kalbine sahip olması gibi, tam tersi de mümkündür.
Dünya tatlısı, dini bütün birinden hırsız çıkması gibi. Evinizde yirmi yıl çalışıp bir çöpü çalmamış kadının evinizi soyduğunda şaşırmanız gibi.
Yıllarca mutlu mesut hayat paylaştığınız kocanızın ikinci bir hayatı olduğunu öğrenebilirsiniz. Bir başka eşi, başka çocukları.
Emin olmazsınız hiç kimseden. Gözüm kapalı güvenirim dersiniz bazen. Demeyin.
Gözünüz açıkken bile kimseye güvenmeyin.
Beden evet ama ruh görünmez. İçini bilmediğiniz birisine ne kadar güvenebilirsiniz?
Paranoyakça bir güvensizlikle yaşamak zor elbette. Ancak güvenli.
Buna bir sınav, tekamül de diyebilirsiniz. Kazık yedikçe büyüyorum, öğreniyorum da bir bakış açısı.
Kimseye güvenmeden yaşamak zor olsa da, en azından güvenli.
Güvendiğiniz dağlara karlar yağıp fırtınalar kopması an meselesi. Hiç ummadığınız insanlardan dev kazıklar yemek çok olası.
İşin içinde insan faktörü olduğu müddetçe yüzde yüz güven imkansız.
Öyle şeyler gördüm, öyle şeyler yaşadım ki, şu anda canım dediğime bile güvenim yok.
Kimin kimin tarafında olduğunun asla belli olmadığı bir casus filmi hayat.
Güvendiğiniz dağlara karlar yağacağına, siz dağınıza bir şemsiye açıverin.
Ne olur ne olmaz.