Medya Ege Yayın Gurubu olarak, birçok siyasetçiyi misafir ediyoruz.

İnternet sitemizde, televizyonumuzda, dergimizde ve cep telefonumuzda. Neler konuşuyoruz neler. Neler duyuyoruz neler.

Bildiklerimiz var yazamadığımız, yazamadıklarımız var bildiğimiz.

Zaman zaman siyaset meydanı, Mart seçimlerine doğru ısınmaya başladı diyoruz ama artık ısınma devri bitti, kaynamaya başladığını da söylemek gerekiyor.

Gün geçmiyor ki, o aday gidiyor, bu aday geliyor.

Gün geçmiyor ki, o adayın gelmesiyle yeni birileri ortaya çıkıyor, o adayın gitmesiyle birileri istifa ediyor.

Siyasetin yerel taşları bir bir yerlerinden oynuyor.

Bizler de gazeteci olarak seyrediyoruz. Yazılacakları yazıyor, yazılamayacak durumda olanları ise yazılacak duruma gelmesini bekliyoruz.

İzmir’in yerel siyasetinde iktidar CHP’de olunca da doğal olarak, en çok da orayı takip eder oluyoruz.  Onların ne yaptığına, ne yapmadığına bakar oluyoruz.

Bakıyoruz da,  bazen şaşı oluyoruz, bazen kör.

Önümüzde gördüğümüzü sandığımızın bile o olup, olmadığına emin olamıyoruz.

Siyasetin suyu kaynıyor ama biz gazeteciler o kaynayan sudan çıkan su damlacıklarının etkisinde, oramızı buramızı yakmayalım diye, temkinli davranıyoruz.

Diyor ki parti için demokrasi, diyoruz parti için seçim yarışı. Karışmayalım. Bakışmayalım. Konuşmayalım.

Ama o zaman da diyorlar ki, ölen ölsün kalan sağlar bizimdir gazeteciliği mi yapıyorsunuz.

Biz de diyoruz ki, biz gazeteciliği ne giden adaya, ne gelen adaya göre yapıyoruz.

Biz gazeteciği sadece kamuoyu adına yapıyoruz.

Onları bilgi alma, haber alma hakları için yapıyoruz.

Bizim için ne giden aday önemli, ne gelen aday önemli.

Bizim için sadece bizi okuyan okuyucular, bizi izleyen seyirciler önemli.

Tıpkı siyasetçinin suyu kaynatırken bile bizim için seçmen önemli demesi gibi.

Siyaseti takip eden gazeteciler olarak bizleri, seçmenle arasında görene saygımız sonsuz.

Ama bizi gazeteci olarak kendilerine mecbur, mahkum ve köle olarak görenlere aramızda düşünce ve fikir olarak dağlar kadar mesafe var.

Isınan değil, kaymayan siyaset ortamında, gazeteciliği siyasete göre değil, siyaseti gazeteciliğe göre yapıyoruz.