Sevdiye AKTEKİN
İzin Vermiyorlar Mı?
Geçtiğimiz hafta bir arkadaşım “Sevdiye neden hiç siyasetle ilgili bir yazı yazmıyorsun? “ diye sordu. Devamında da ekledi “İzin vermiyorlar mı?”
İkinci soru Medya Ege hakkındaydı. Aslında Medya Ege’nin web sayfasını bir kere ziyaret eden biri ne kadar çok siyaset içeren haber, köşe yazısı olduğunu görecektir. Her partiden belediye başkanlarıyla olan sohbetler, her partinin eksikleri ile ilgili eleştiriler. Yani söylemek istediğim “Hayır köşemizde ne yazacağımıza kendimiz karar veriyoruz.”
“Siyaset Bilimi” mezunu bir kadın olduğum için bu sorunun gelmesini de normal karşılayarak devam etmek istiyorum. Televizyon kanallarında her açıdan genel siyaseti yeterince izliyoruz. Aktif olarak siyasetle ilgili habercilik yapan eleştirmenlerin yazılarını okuyoruz. Bu demek değildir ki benim bir siyasal düşüncem yok. Hayır, tabii ki var. Her düşünebilen birey gibi ben de gelen zamların, alım gücünün düştüğünün ya da genç işsizlik oranının farkındayım. Sadece ben bana ayrılan bu köşede “umut veren” yazılar yazmak istiyorum. Hayatın içinden yazılar. Az da olsa içimizde “Bu da geçecek” dedirten yazılar.
Sosyal çevremiz, çoğu zaman yaşadığımız hayat telaşı içerisinde size olumlu eleştiriler yapamıyor. İnsanoğlu karşısındakine acımasız eleştirileri “dobralık” başlığı altında ardı ardına sıralayabiliyorken “Harika bir iş çıkardın. Çok iyi bir anne/babasın. İşinde çok başarılısın.” diyemiyor. Birini iyiliği için çok kolay eleştirirken, yine iyiliği için çok kolay tebrik edemiyoruz. Hayatımızla ilgili konuşurken, genelde bizi korumak adı altında “olumsuz” geri dönüşler alıyoruz. Ve bize anlatılan o riskleri zaten düşünmüş biri olarak ihtiyaç duyduğumuz şey “Yanındayım. Sana güveniyorum. Bu da geçecek.” gibi sözler. “Aslında şöyle de yapabiliriz.” şeklinde yönlendirmeler.
Bu hayatın içinde, benzer sohbetler ediyorum. Bu yüzden duymaya ihtiyacım olan, içimde eksik hissettiğim ve paylaşmak istediğim konuları konuşuyorum sizlerle. Evet, ülke olarak, Dünya olarak zor bir hastalık sürecinden geçtik ve evet şimdi de ekonomik olarak zorlanıyoruz.
Ama yaşamak istediğin yeri, çalışmak istediğin şartları, yanındaki insanları değiştirmek, güzelleştirmek senin elinde. Her zaman en güzeli olmayacak, her zaman başaramayacaksın belki. Yine de köşemizde oturarak mutlu olmayı bekleyemeyiz. Bu yüzden “Harekete Geç!”
Hiç bir şey yapamıyorsan kendine, kendini şımartacak bir yemek yap, bakış açını değiştirebilecek bir kitap oku. Ama kendin için bir şey yapmaya başla!
Çünkü Dünya’yı değiştirmek siyaset konuşarak değil. Düşünerek, kendimizi eğiterek ve değiştirerek başlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.