‘Vali diz çökmüş vatandaşın karşısında, derdini dinliyor, çözüm önerisini anlatıyor’

Üyesi olduğum Gazeteciler Cemiyetinin Onursal Başkanı CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel’in ve yanındakilerin yakaladığı güzel bir fotoğraf karesi.

Gazetecilik refleksi böyle bir şey iste.

Doğru yerde, doğru zamanda bulunuyorsanız, ne iş yapıyor olursanız olun, ne düşünüyor olursanız olur, neyi istiyor olursanız olun, gazeteciliğin o doğal refleksini tutamazsınız.

Doğruyu veya eğriye çeker, korkmadan, çekinmeden, taraf olduğunuzu düşünmeden kullanırsınız, kamuoyuyla paylaşırsınız.

Güzel İzmir’imizin, güzel valisi Sayın Erol Ayyıldız’ı bu fotoğrafa neden olduğu için kutlayanlardan olmak istemiyorum.

Çünkü Sayın Valimiz Ayyıldız tanıyanlar bilir, bu onun çok ender bir durum, bir duruş, bir hareket değil.

Vatandaşlarla arasına hiçbir zaman mesafe koymayan Ayyıldız, biz gazetecileri bile ağırladığında bile o samimiyetini hissettiriyor.
Herkesten çok iyi biliyor ki, makamların geçici, insanlar ve insanlık adına yapılanlar baki.

Biz gazeteciler her zaman doğru refleks verdiğimiz gibi olayları tersini düşünmeyi de çok severiz.

Aklıma Sayın Valimizin bu halinin tam tersi geldi.

Sayın Valimiz makamında bir yaşlı kadını azarlasaydı mesela.

O esnada, gazeteciler tesadüfen orada olsaydı ve fotoğraflasaydı mesela.

Önce valiye söylenecek birçok sözler sıralanır, sonra da onu oraya vali olarak atayan İçişleri Bakanına, Cumhurbaşkanına veryansın edilirdi. 

‘Senin valin şöyle yaparsa, senin valin böyle yaparsa’ diye başlayan cümlelerle.

Haksız mıyım?

O zaman Sayın Valimiz Erol Ayyıldız’ın bu güzel davranışını överken, onu vali yapan, vali olarak İzmir’e gönderenleri de, veryansın kadar büyük olmasa da hatırlamamız gerekmez mi?

Teşekkürler Sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu

Teşekkürler Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan.