Merhabalar sevgili Medya Ege okurları.

Bugün sizlerle kendimize göre “iyi niyetlilik” esasıyla yaptığımız kötülüklerden konuşalım mı?

O nasıl oluyor demeyin sakın, çünkü bunu sık sık yapıyoruz. Malumunuz çok zor bir süreç içindeyiz. Bir yanımız kanamaya devam ederken diğer yarımız hem yara sarmaya hem de yolda kalmaya çalışıyor.

Hepimizin hayatı, yaşam şartları ve yolculuk serüveni farklı. Bazen aynı ailede doğduğumuz insanlarla benzemezken, hiç tanımadığımız birileri en yakınımız oluveriyor.

Ya da dışarıdan baktığımızda bizimle aynı yolda görünen birinin ayaklarının altının dikenlerle dolu olduğunu fark edemeyebiliyoruz.

Bunları neden konuşuyoruz biliyor musunuz? Çünkü biz insanları yargılamayı seviyoruz. Ne yaşadığını ve ne hissettiğini hiç bilmeden yorumlar yapabiliyoruz. Eskiden bu yorumlar kişimin sadece arkalarından yapılırdı ve adı “dedikodu” olurdu. Şimdi ise “iyi niyetlilik, dobralık” olarak yüzüne yüzüne söyleniyor.

Mesela sosyal medyada acımızı paylaşıyoruz şovla, paylaşmıyoruz duyarsızlıkla yargılanıyoruz.

Elbisemiz eski olsa pasaklı, yeni olsa savurgan oluyoruz. Kıyafetimiz hep yoruma açık oluyor mesela. Açık giyindin, fazla kapalı giyindin. Bu ışıltı fazla dikkat çekmeye çalışma. Bu kadar sade olma görünmezlere karışma.

Sonra sevgilimiz oluyor. Yanındaki adam/kadın kim?

Sana yakışmıyor. Bence sana uygun değil. Evi, arabası var mi? İşi ne, parası var mi? Sanki haciz memuru gibi tüm maddi soruları sıralıyorlar. Sonra da kilosuna, yaşına, boyuna mutlaka bir yorum yapıyorlar.

Seçim yaklaşırken “oyunu kime vereceksin?” diye soruyorlar. Aynı taraftaysak sorun yok. Ama karşı görüştüysek bizi topa tutmaya çalışıyorlar.

Senede bir ay var ki, inanışımıza göre hepimizin en sevgi dolu olması gerektiği ay. Ramazan geliyor. Orucumuzu sorguluyorlar. Tutanı, tutmayanı ikisini de yargılıyorlar.

Ağızlarına geleni söyleyip sonuna da “samimiyetimize güvenerek söyledim. Senin iyiliğin için “diye de ekleyiveriyorlar.

Bakın bu çok önemli. Söyleyin söyleyin, haddinizi aşın ama sonuna “iyi niyet” ekleyin.

Bakın arkadaşlar, artık bu olaya bir “dur” demeliyiz. “Maalesef artık niyet kabulümüz yok.” diyebilmeliyiz.

Onların size hakaretle karışık iyi niyetli yorumlarına.

“Sizi ilgilendirmez! “Yanıtını aynı iyi niyetle söylemeliyiz.

Duyan duymayana söylesin arkadaşlar “yorum kabul tarihimiz geçti.”