Karaburun Belediyesi’yle başlayan, ardından Menderes, Bayraklı, Foça diye devam eden CHP’li belediyelerdeki etik olmayan atamalar, genel müdürlükler basına yandıkça, 31 Mart seçimlerinde kim hangi partiye oy vermiş olsa da, tepki aynı ‘Yok artık!’

Basın olarak bizler, gelen ihbarlar, bildirimler ve bilgilendirmeler üzerine bize düşen kamuoyunun aydınlatma, bilgilendirme görevimizi haberlerimiz yaparak, köşelerimizde bu uygulamaları eleştirerek yerine getirdik.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bizden beklediği de sadece bu.

Ama aynı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, oy versin veya vermesin Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminden de bir tepki, bir etki beklediğini belirtmek zorundayım.

Biz yazınca, yazılarımız sadece okunmuyor, ekleme yorumlar yapılıyor, sert tepkiler veriliyor ve ne beklenildiği açık açık söyleniyor.

İşte bu anlamda CHP’den beklentinin çok yüksek.

Cumhuriyet Halk Partisi Sözcüsü Faik Öztrak, son iki basın toplantısında CHP Genel Merkezi’nde bu atamalar, kayırmalar ve akrabalar hatalarına gazetecilerin kamuoyunun sesi olan soruları üzerine cevap vermek zorunda kaldı.

Mesela en son yaptığı açıklama da aynen şunlara söyledi: "Türkiye'de tabii uygulamaları dönüp baktığınızda "Balık baştan kokar" diye bir tabir vardır. Damat, hazinenin başında. Şunu açıkça ifade edeyim: CHP, leke kabul etmeyen bir partidir. Bu tür yanlış uygulamalar kamuoyu önünde sırıtmaktadır. Bunu gündeme getiren basının müspet  bir görev yaptığını düşünüyorum. Bunların gündeme gelmesinden bu oto kontrolün yapılmasından memnunuz. Ayrıca yine kendileri açıklama yapacaklar ama genel başkanımız imzaladı, siyasi etik yasasını Meclis'e getirdik. Üst düzey yöneticilerinin akrabalarına iş vermesi kabul edilecek bir şey değil. " dedi. 

İnsanın kafasında iki soru oluştu ister istemez.

CHP, parti tüzüğüne, parti yönetiminde ve parti disiplin kurulunda bu tür etik olmayan atama, kayırma ve kollama gibi olaylara, partiye oy veren veya vermeyen insanların tepkisine rağmen hiçbir şey yapamıyor mu?

CHP, bir şey yapamadığı ve yapmak istemediği için mi kendi partisinin belediye başkanlarının vatandaşların tepkisini çeken genel müdür, hısım, akraba atamalarını Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirerek, olayı irade dışına çıkartıp, kör düğün haline getirmeye mi çalışıyor?

Şunu net olarak söyleme lazım, 
CHP’li Belediye Başkanı yaptığı bu tür hatalardan dolayı iki türlü hesap vermek zorundadır. Birincisi üyesi olduğu, temsil ettiği partisi CHP’ye hesap vermek zorundadır. İkincisi partisine, dolayısıyla kendisine oy veren veya vermeyen seçmen sıfatı taşıyan herkese hesap vermek zorundadır.

‘Ne yapalım bu karpuz da kelek çıktı’ demek sadece esnaf olmayı beceremeyen manavcıya aittir.

Türkiye’nin en köklü partisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partide, ‘Karpuz kelek çıktı’ denilmemesi lazım.

Çünkü CHP manav dükkânı değil!