Ali EYCE
Kim o! Aç kapıyı!
Yeni modaya alışmak kolay da, yeni modanın insan yaşantısına, insanın sosyal ve güvenlik beklentilerine uygun olması gerekiyor.
Toplum olarak çok misafir severiz ama misafirin misafir olduğunu bildiğimiz sürece.
Apartmanın kapısında daire zili çalıyor.
Sırasıyla, bütün dairelerin zili çalıyor.
Ne zamana kadar, birisi apartmanın dış kapısını açmak için otomata basana kadar.
Kapının zili çaldığında, diyafondan soruyorsunuz, 'Kim O?'
Cevap geliyor ayni diyafondan.
Elektrik, Su, Telefon vs.!
'Aç kapıyı!'
Kime geldiğini, neye geldiğini, kimin geldiğini bilmeden oturduğunuz daireden otomata basıyor, apartmanın dış kapısını açıyorsunuz.
Apartmanın ortak kullanım alanını, kim olduğunu, neye geldiğini ve ne iş yapacağını bilmediğiniz kişi ve kişilere açıyorsunuz.
Apartmanın dış kapısının açılmasından sonra apartmanın içerisine girmiş olma ihtimali yüksek olan kişi ve kişilerin nereye gittiklerini, ne yaptıklarını bilme olasılığınız ise hiç yok.
Bilme hakkınız da yok, zira size gelmemiş, ona gelmemiş, şuna gelmemiş.
Apartmana misafir olmuş!
Vatandaşlardan son zamanlarda yoğun olarak gelen bu işle ilgili şikayeti yazmak, birilerine verdikleri rahatsızlığı, tedirginliği ve bilinmezliği farkına varmaları bekliyoruz.
Hangi kurum, kuruluştan, ne işle ilgili geliyor, gelmekte oluyorsanız olun, kimlik ibraz etmek zorundasınız.
Hangi kurum, kuruluştan, ne işle ilgili geliyor, gelmekte oluyorsanız olun üzerinizde işinizle ilgili üniforma, etiket, kıyafet olmaz zorunda.
Sivil olarak kurumsal hizmetin temsilciliği vatandaşları tedirgin ediyor, korkutuyor, şüphelendiriyor.
Her elektrikçiyim, sucuyum, telefoncuyum, şucuyum, bucuyum diyene kapıları açmak zorunda değil.
Hem kıyafetlerinizle kurumsal kimliği temsil etmek zorundasınız, hem de kafanıza göre saat ve günde vatandaşlar zillerine çalmak zorunda değilsiniz.
Kendinize bir gün belirlersiniz, o gün gelirsiniz.
Kendinize bir kıyafet belirlersiniz, o kıyafetle gelirsiniz.
Ne olur, ne olmaza girmiyorum!
'Elektrikçiyim, telefoncuyum, sucuyum, bucuyum' diyerek kapıları açtıranların yaşattığı kötü olaylardan dolaylı da olsa sorumlusunuz.
Şikayetçi vatandaş evde tek başına kalan çocuğuna verdiği talimata bakar mısınız?
'Kapı zilini kim çalarsa çalsın, hele ki, elektrik, su, telefon' diyerek çalarsa sakın ve sakın kapıyı açma.'
Buradan bu kurumsal çalışan ve kamusal hizmet verenlere sormak lazım, sizin işyerlerinize gelenleri kimlik ibraz etmeden kapıdan içeri dahi sokmuyorken, vatandaşın kapılarında neden bu kadar duyarsız davranıyorsunuz.
Sizin canınız, malınız, güvenliğiniz kıymetli de, vatandaşın canı, malı, güvenliği kıymetsiz mi?
Empati lütfen!
Vesselam!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.