Banu Pirinçcioğlu
KİŞİSEL DEĞİŞİM
Kitapları okuyorsunuz, fikirlere bayılıyorsunuz, kişisel gelişimi tamamlamış mutlu birey hayalini kurup uykuya dalıyorsunuz. Ama aksiyon alamıyorsunuz.
Filmlerdeki muhteşem aşklara hayransınız, nasıl güzel şeyler söylüyorlar birbirlerine, ne güzel dimdik duruyorlar zorluklara karşı. Izlerken eriyip bitiyorsunuz. Ama gerçekte uygulamaya geçemiyorsunuz.
Çocuk doğurmadan önce kitaplardan kule yapmışsınız. Iyi ebeveynlik nasıl olur, çocuğa ne yapılır ne yapılmaz. Tez yazarsınız, o kadar bilgiye sahipsiniz. Çocuk doğunca bütün bildiklerinizi unutup en yanlış yoldan devam ediyorsunuz.
Neden?
Hayalini kurmak gerçeğini yaşamaktan daha mı tatlı geliyor?
Değişmek neden bu kadar zor? Kendinizi mükemmel sandığınızdan mı yoksa mükemmel olmaktan korkunuzdan mı?
Hayal kurmak gerçeğini yaşamaktan daha mı güzel yoksa?
Sancılıdır değişim. Bir gecede değişemez insan.
Bir kitap okuyup, anlayıp, ben oldum diyemez. Uzun yoldur, çok uzun. Değişimin ilk şartı istemektir.
O kişi olmayı istemekle başlarsınız önce. Olduğunuz kişiden daha iyi biri olmayı istemek. Daha güzel, daha iyi, daha merhametli, daha anlayışlı,daha sabırlı.
Öğrendiklerinizi hayata geçirme safhası keyiflidir. Ama alışkanlıklardan sıyrılıp eskiye veda etmek yorucudur.
Eski senin hayranı olmasan da vedalaşmak zor gelir.
Yeni sen ile tanışıp yaşamayı öğrenene kadar direnç devam eder. Insanlarla ettiğin kavgayı kendinle etmeye başlarsın. Değişmemek için kendine direnirsin. Kendine bahaneler üretirsin.
Ta ki yeni seni fark edene kadar. Aynada yeni bir yüz görmüşsün gibi kendini ilk fark ettiğinde iyi ki dersin.
Değişimin ilk adımı ne kitaplar ne de tonlarca para akıttığınız eğitimler değildir. Ilk adım istemektir, gerisi koşarak gelir.