KOAH görülme yaşı 40’ın altına düştü
KOAH’ın dünyada oldukça yaygın bir kronik hava yolu hastalığı olduğuna dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Berivan Karatekin, KOAH’ta hastalığın başlama yaşının 40 yaşın altına inmeye başladığını söyledi.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Berivan Karatekin, 15 Kasım Dünya KOAH Günü dolayısıyla açıklamalarda bulundu. KOAH’ın kısaca tanımını yapan Uzm. Dr. Karatekin, “KOAH, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı’nın baş harflerinden oluşturulmuş bir hastalık adıdır. Zararlı partikül veya gazlara bağlı kalıcı hava akımı kısıtlanması ve solunumsal semptomlarla seyreden bir hastalıktır. KOAH; kronik bronşit ve amfizem olmak üzere iki farklı hastalığın bir arada bulunmasıdır. Kronik bronşitte nefes boruları daralmakta, amfizemde ise akciğerlerdeki alveollerde (hava keselerinde) harabiyet oluşmaktadır” diye konuştu.
KOAH’ın en sık rastlanan belirtilerine ve gelişmesine neden olan etkenlere değinen Uzm. Dr. Karatekin, şu bilgileri paylaştı: “Öksürük, balgam çıkarma ve nefes darlığı ile seyreden bir hastalıktır. Hastalığın şiddetine paralel olarak şikâyetler de o oranda artar. KOAH, genetik temelleri de olan bir hastalıktır. Genetik yatkınlığı olan kişilerde tütün ve tütün ürünlerinin dumanını solumak ile kırsal bölgelerde ısınmak, yemek yapmak, ekmek pişirmek amacıyla yakılan odun, çalı ve tezek gibi maddelerin dumanını solumak en önemli KOAH nedenleridir. Ayrıca zararlı gazların ve tozların solunduğu mesleklerde çalışanlar da ciddi risk altındadır. Astımlı hastalar düzenli tedavi olmazlarsa bu hastalarda da KOAH gelişebilir. KOAH ve akciğer kanseri için risk faktörleri ortak olduğundan, KOAH hastalarında akciğer kanseri riski yüksektir.”
KOAH’ın günümüzde artık 40 yaşlarında belirti vermeye başladığını dile getiren Uzm. Dr. Karatekin, “Hastaların büyük çoğunluğu 60 ve sonrası yaş grubundadır. Ancak tütün ve tütün ürünlerinin kullanım yaşı son yıllarda düştüğü için KOAH başlama yaşı da 40 yaşın altına inmeye başladı. KOAH’ta erkek hasta oranı daha yüksektir ancak son yıllarda kadınlarda tütün ve tütün ürünleri kullanımının artışı nedeniyle kadınlarda da KOAH hastalığı sıklığının artacağı öngörülmektedir” dedi.
"ERKEN EVREDE TANI ÖNEMLİ"
KOAH’da tam iyileşme olup olmayacağı sorusunu yanıtlayan Uzm. Dr. Karatekin, şunları söyledi: “KOAH hava yollarının kronik ilerleyici ve geri dönüşümsüz bir hastalığı olduğundan temel yaklaşım hastalığın önlenmesi şeklinde olmalıdır. Tedavi ile şifa mümkün değildir. Ancak erken evrede tanı alınır ve risk faktörlerinden uzaklaşılırsa, hastalığın ilerlemesi durdurulur ve yaşam boyu ciddi yakınmalar oluşmaz."
Tedavi yollarından bahseden Uzm. Dr. Karatekin, “KOAH tedavisinin temeli risk faktörlerinin tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Solunum yolu ile kullanılan çok kuvvetli ilaçlarla hastaların yakınmaları büyük oranda kontrol altına alınır. İlaç tedavisinin yanı sıra hastaların akciğer hijyenlerine dikkat etmeleri, fiziksel aktivitelerini sürdürmeleri, grip ve zatürre aşılarını yaptırmaları gerekir. KOAH’ta uygun tıbbi tedaviye rağmen ciddi hastalığı bulunan seçilmiş hastalarda bronkoskopik tedaviler de uygulanabilir. KOAH’ta son yıllarda tedavi edilebilir özelliklere dayalı yaklaşım benimsenmektedir. KOAH’ta seçilmiş hastalarda bronkoskopik volüm küçültme; endobronşiyal tek yönlü valv, coil veya termal ablasyon tedavileri düşünülebilir. KOAH hastalarında özellikle bütüncül tedavi yaklaşımıyla (önleme-erken tanı-tedavi-aşılama-rehabilitasyon) yaşam süresi uzamıştır” ifadelerini kullandı.
"ŞEKERLİ BESİNLERDEN KAÇINILMALI"
KOAH tanılı bir hastanın beslenmesinin nasıl olabileceğini anlatan Uzm. Dr. Karatekin, “Bir KOAH hastası kilo almamalıdır. Diyet kalorisinin yaklaşık yarısı yağdan gelmeli, yağ oranı yüksek yiyeceklerin tüketimi artırılmalı, nişastalı, unlu ve şekerli yiyeceklerin tüketimi karbondioksit üretimini artırdığı için azaltılmalıdır” açıklamasında bulundu.
KOAH’ın tüm dünyada oldukça yaygın bir kronik hava yolu hastalığı olduğunu hatırlatan Uzm. Dr. Karatekin, “KOAH kalp damar hastalıkları ve kanserlerden sonra üçüncü en sık ölüm nedenidir. Dünyada 300 milyon KOAH hastası olduğu ve her yıl 3 milyon hastanın kaybedildiği tahmin edilmektedir. Ülkemizde en az 5 milyon KOAH hastası vardır ve her yıl en az 25 bin hasta KOAH nedeniyle kaybedilmektedir. Ülkemizde değişik coğrafyalar arasında farklılıklar olmakla birlikte ortalama 40 yaş üstü popülasyonda her 10-15 kişiden birinin KOAH hastası olduğu kabul edilmektedir. Küresel Hastalık Yükü Çalışması verilerine göre; 1990-2015 yılları arasında KOAH tanılı hasta oranında yüzde 44.2, ölüm sayılarında 2007-2017 arasında yüzde 17.5 artış olmuştur. 2040 yılına kadar KOAH’dan ölümlerin yüzde 32 artacağı ve yılda 4.4 milyona ulaşacağı düşünülmektedir. KOAH’daki bu artışın en temel sebebi risk faktörleri ile mücadelede yetersizlik ve sosyo-ekonomik koşulların kötüleşmesidir” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.