Banu Pirinçcioğlu
KÖPEK BAKMA SANATI
Nasıl ki çocuk bakmak emek,sabır ve sevgi isterse köpek bakmak da tam olarak aynı şeyleri gerektirir.
Defalarca anlattım yine anlatacağım. Ta ki beyinler bilgiyi içine alana, yanlışlar bitene kadar bunları anlatmam gerekiyor.
Birincisi, bahçeli eve geçtim, bahçeye köpek alayım yanlış bir düşüncedir. Çünkü köpek bir bitki değildir. Bahçeye ekebileceğiniz bir süs bitkisi değildir. Bahçeli eve geçince salıncak alabilirsiniz sizi eğlesin diye, köpek değil.
Tabii niyetiniz sizi ve evinizi korusun, koruma köpeği olsun ise o zaman duruma uygun bir köpek sahiplenirsiniz. Onun da ihtiyaçları olduğunu unutmadan elbette.
Cins köpekler mesela daha hassas olurlar. Bahçeli ev alınca bir golden retreiver alayım fikrini derhal unutmalısınız. İnsana aşıktır golden. Hep yanınızda olmak ister.
Alıp da onu bahçede yalnızlığa mahkum ederseniz, o gülen suratı gider.
Amerika'da golden sahiplenmek için evinizin havuzlu olması veya denize yakın olması şartı aranır.
Irkın özelliği gereği suyu çok sevdiği için yüzme ihtimali yoksa sahiplenemezsiniz.
Sizin burada bahçeye bırakıp bir daha yüzüne bakmadıklarınıza Amerika'da böyle muamele ediliyor işte.
İkincisi, çocuğum korkuyor, korkusunu yensin diye köpek alalım diyemezsiniz. Çocuğunuzu bir psikoloğa götürebilirsiniz. Köpek de başka bir çocuktur çünkü. Kullanacağınız bir araç değildir.
Çocuk korkusunu yener belki diye köpeği alıp sonra da onu eşya gibi dışarı bırakamazsınız.
Üçüncüsü, katalogda, dergide resmini görüp beğendiğiniz bir köpeği elbise alır gibi alamazsınız. Köpek bakmanın sorumluluklarını iyice araştırıp öğrenmeden, köpekli hayatın neler gerektirdiğini bilmeden köpek alamazsınız. Köpeğin tipini beğenip,huyunu bilmeden sahiplenemezsiniz.
Dördüncüsü, bir gün hastalanırsa ona yaşamı boyunca bakmak zorunda olduğunuzu bilmelisiniz. Hastalandı diye, gözü kör oldu diye gidip barınağa terk edemezsiniz.
Beşincisi, gezip tozmayı çok seviyorsanız, yerleşik bir hayatınız yoksa köpek sahiplenemezsiniz. Bir süre sonra, bakamıyorum ilgilenemiyorum deyip barınağa terk edemezsiniz.
Altıncısı, çocuk dünyaya getirdikten sonra ondan vazgeçemezsiniz.
Bırakın vazgeçmeyi, ona olan ilginizi azaltamazsınız bile. Onu alıştığı sevgiden, düzenden mahrum edemezsiniz. Bir gün çocuğum olursa ondan vazgeçer miyim diye kendinize sorup, cevabı almadan köpek sahiplenemezsiniz.
Yedincisi, bebek tatlılığına aldanıp köpek alamazsınız. O bebeğin büyüyeceğini hesaba katmanız gerekir. Üstelik bebeklerin çiş kaka eğitiminin zaman aldığını, dişleri kaşındığı için buldukları herşeyi kıtır kıtır ısıracaklarını bilmelisiniz.
Köpek bakmak evlilik yemini gibidir biraz.
İyi günde, hastalıkta sağlıkta, açlıkta yoklukta onunla olacağınıza yemin edebiliyorsanız eğer hayatınıza bir köpeği katabilirsiniz.
Oyuncak niyetine, bahçeye süs olsun diye köpek alınmaz.
Falancanın köpeğini seviyorsunuz diye, ona özenip köpek alınmaz.
Hayatınıza bir köpek katacaksanız eğer çok ama çok iyi düşünün.
İyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta onunla beraber olacaksanız eğer evet deyin. Yoksa sakın günahına girmeyin.
Bir de suyunu yemeğini eksik etmeyin. Ama artık bunu söylemeye gerek yoktur sanırım...
Elbette kimse o kadar cahil değildir.