Antalya denilince hemen aklınıza deniz, kum güneş gelebilir. Bir çok sahili dünyaca tanınmış mükemmel  yerler. Ancak denizi kadar dağlarında, tepelerinde de bir çok hazine saklıdır. Köprülü Kanyon ve Tazı Kanyonu bu gizli hazinelerin başında gelir. Buraya geldiğim zaman aklıma gelen tek bir soru oldu, “neden, neden buraya daha önce gelmedim”.  Eminim gittiğiniz zaman sizde bu soruyu kendinize soracaksınız. Çeşitli duraklardan sonra buraya gelmek için tam 730 km yol yaptığımı hatırlıyorum. Ve sonunda kesinlikle pişman değildim. Gelin size şimdi kanyonları anlatayım.

Antalya’dan Manavgat istikametine doğru yol almaya başlayın. Serik ve Manavgat ilçelerinin arasında olacaksınız.Çağımızın en güzel icadı olan navigasyonlar ile Köprülü Kanyon’a gelmeniz çok kolay. Yaz döneminde çok yoğun bir yabancı turisti misafir ettiği için ben zamanı sonbahar olarak tercih ettim. Bir çok tabela size yolda yardımcı olacaktır. Antalya merkeze yaklaşık iki buçuk saat süren bir araç yolculuğu mesafede. Yazın yolda bir çok restoran olabilir ancak sonbahar ve kış aylarında gidecekler için yanlarında su ve yiyecek bulundurmaları gerekiyor. 

Köprülü Kanyonu ilk gördüğünüzde tarihi filmlerin çekildiği bir sahne aklınıza gelebilir. Kanyon ve üzerindeki köprü bir hayli yüksek. Suyun turkuaz rengi ise sanırım mevsimin bize bir armağanı olsa gerek. Irmağa inen tarihi bir merdiven bulunuyor. En güzel kareler genellikle buradan köprüye doğru çekilen fotoğraflarda gizli. Ancak merdivenlere dikkat lütfen. İsterseniz botlarda kanyonu suyun üzerinden de gezmeniz mümkün. Tabi her zamanki gibi yerel işletmelerin bu konuda belirli bir ücret politikası uygulamadığını fark edebilirsiniz. Kendinizi ortamın büyüsüne fazla kaptırmadan Tazı Kanyonu’na geçebilirsiniz. Çünkü günün yorgunluğunu dönüşte Köprülü Kanyonda atabilirsiniz.

Köprülü Kanyon’dan çıktığınız zaman aynı yoldan yukarıya doğru devam edin. Yol birkaç yerde tabela olmadan ayrılıyor. Siz sürekli sağdan ve yukarıya doğru ilerleyin. Büyük bir taşın üzerinde Tazı Kanyonu işareti görünene kadar devam edin yaklaşık yarım saat sürecek bir yolculuk yapın. Tazı kanyonuna geldiğinizde yol bitiyor.Küçük bir çay ocağı ile gözlemelerin yapıldığı bir yörük çadırı sizi bekliyor olacak. Burada biraz dinlenin çünkü yaklaşık 20 dakika tempolu bir yürüyüş yapmanız gerekiyor.

İki farklı yoldan kanyona ulaşmanız mümkün. Ben zor ve kısa olan yolu seçtim. Araçlarla kanyona çok yakın bir yere varmanız mümkün ancak aracınız araziye uyumlu olmalı. İsteyenler ATV ile de gidebilir. Kanyona yaklaştığınızı anlamanız pek mümkün değil. Çok fazla aydınlatıcı işaret yok ama farklı bir enerji sizi kanyonun tepesine götürecektir. Bu arada oradaki işletmecilere neden Tazı Kanyonu adı verildiğini sordum. Cevabı bana çok klasik geldi. Bölgede çok fazla tazı bulunduğu için bu adı kendilerinin verdiğini söylediler. Çok üzerinde durmadım açıkçası, daha çok manzara ile ilgilenmem gerekiyordu. 

Ve sonunda bu doğa harikası manzaraya ulaştım. Etrafımızda birkaç gezgin dışında pek kimse yoktu. Herkes en tehlikeli kısımdan fotoğraf çektirmek için kendini zorluyordu. Kanyonun yüksekliği kartalların uçuşunu yukarıdan seyrettiğimizde daha iyi anlaşılıyordu. Uzun süre seyredebileceğiniz derinlikte bir kanyon. Fotoğrafları bizi oldukça zorladı. En uçta poz vermek ürkütücü ve cezbedici. Siz yine de tedbiri elden bırakmayın. Eğer mümkünse yanınızda bir fincan kahve bulundurun. Ve bu topraklarda yaşadığımız için her zaman mutlu olmaya çalışın. 

Herşeyi ve daha fazlası için youtube kanalımda Köprülü Kanyon ve Tazı Kanyonu videomu aşağıdaki linkte tıklayarak izleyebilirsiniz. Her zaman ne diyoruz,

Çok Gezin, Çok Okuyun ve Çok Sorun..