Körler mahallesinde ayna satmak!

Araç kullananlar bilir, kullanmayanlar da araç içinde yolcu olarak akaryakıt istasyonlarına girdikleri için onlar da bilir.

Akaryakıt istasyonları, market istasyonları, umumi tuvalet gibi çalışır oldu artık.

Akaryakıt istasyonlarının reklamlarını izleyin sadece, iki şey görürsünüz; akaryakıt istasyonu market, akaryakıt istasyonu tuvalet!

Akaryakıtın fiyatları her akaryakıt istasyonunda aynı olmak zorunda gibi hepsinde akaryakıt fiyatları aynı.

Kimse bir kuruş indirim yapmıyor, yapmaya yeltenmiyor, sadece marketlerin üzerinden, tuvaletlerin üzerinden farkındalık yaratmaya çalışıyor.

‘Marketimizde yok yok’ dercesine, ‘Tuvaletimiz tertertemiz’ dercesine.

Marketlerdeki ürünlerin fiyatlarının, normal piyasaya göre çok ama çok pahalı olduğunu söylememe gerek yok sanırım.

Yarım litrelik suyu 15 liraya satan da var, 25 liraya satan da.

Akaryakıt istasyonlarında market fiyatlarının denetimi sıfır.

Sadece aracı olanlar biliyor orada market olduğunu sanki.

Allah’tan tuvalet ücretsiz!

Tertemiz ve ücretsiz!

Akaryakıt alırken, akacak suyunuz varsa ona para alınmıyor!

Bu arada akaryakıt istasyonu ve market diyerek de küçümsemiş olmayalım, o marketlerde yok yok.

Terlik de var, yemek de var, kahve de var, börek de var!

Bir tek alkol yok, onun da olmamasının nedeni belli, hem alkol verip, hem yakıt verip, hem de arabanın direksiyonuna geçmelerine neden olmamak.

Bir araç sahibi ve araç sürücüsü olarak market ve tuvalet hizmetlerini, bunlarla ilgili fahiş fiyatları es geçtim.

Marketten alışveriş yapmazsın kurtulursun, tuvaletini kullanma kısmında da ücretsiz temiz olanı tercih etmek doğal hakkımız.

Ama bir tüketici olarak, akaryakıt ihtiyacımı karşılayan bir müşteri olarak, akaryakıt istasyonlarından beklediğim en temel şey akaryakıt fiyatlarında rekabet içinde hareket etmeleri.

En kaliteli akaryakıt masalından vazgeçtim, en ucuz akaryakıt gerçekliğiyle araç sahibi tüketicilerin yanında olmaları.

Bir de İngiliz akaryakıt şirketi Shell’in reklamına ayrıca gıcık oldum.

Güzelim Karadeniz’imizin güzel çaylarını alıp, Lipton markasıyla bize ve dünyaya İngiliz çayı olarak yutturmalarına alıştık, o reklam ne öyle.

Karadeniz’de çay bahçelerinin ortasında ‘Ne istiyor canım? diyen Karadenizli Anadolu gencine ‘Çay’ değil de, ‘LATTE’ dedirtmek.

Bizim bildiğimiz bir Türk kahvesi, onu da eş dostla oturduğumuzda hoş sohbetin sebebi olsun diye günde bir tane içeriz.

Boşuna yormayın fikrinizi, Anadolu insanın içecek dediğinizde aklına iki şey gelir, biri su, diğeri çay!

Latte, Americano, Capuccino vs. gelmez!

Körler mahallesinde ayna satılmaz!

Vesselam!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.