Sevdiye AKTEKİN
Küçük Çocukların Büyük Sorumlulukları
Merhabalar sevgili medya ege okurları bugün size iki önemli sorum var?
İlk sorum; çevrenizde 4-5 yaşlarında olup da hiçbir kursa gitmeyen çocuk var mı? Hayır hayır, sadece kreşten bahsetmiyorum. Mesela benim oğlum 4 yaşında jimnastiğe gidiyor. Arkadaşımın çocuğu dil kursuna, diğerininki resime, dansa….
Liste uzayıp gidiyor. Kimisi değişiklik olsun diye gönderiyor, kimisi hobi edinsin diye, kimisi gelişsin diye. Mesela benim oğlum kreşe gitmiyor, bu sebeple haftada iki saat hem arkadaş edinsin hem de ilgisi olduğu için eğlensin istiyorum. Zaten bu yaş grubu için, gittiği kursta her hafta daha fazla profesyonelleşmesini beklemek oldukça gerçek dışı olmaz mı?
Ama olmuyormuş işte. Maalesef günümüzde aileler, henüz ilkokula bile başlamamış çocuklarının bir alanda profesyonel olması için arayışa başlıyor. Özel hocalar, yeteneğini keşfetmesi için bir kurstan diğerine sokmalar. İlgisinin ne yönde olduğunu bulmak için bir koşuşturma, bir telaş. 5 yaşında çocuğu hem bale yapsın, hem yeni dil öğrensin, resimde de başarılı olsun, jimnastiği de sevsin, bir de müzik aleti kullanmayı öğrenirse tamam bu iş!
Oysa yetenek böyle aranmaz. Çocuk onu zamanı geldiğinde, sevdiğini fark eder. Severek yaptığı bu şeyin, güzel olduğunu görür. İşte YETENEĞİNİ KEŞFETMEK böyle bir şeydir.
“Yetenek avcıları” tarzı hiçbir yarışma programı okul öncesi için değildir.
Bu yaş grubu çocuklar, oyun oynamak ister, ailesiyle resim çizmek, hoplamak, zıplamak, saklambaç oynamak. Durmadan bir şeyler öğrenmesine gerek yok çocukların. Bazen sadece eğlenmek yeterlidir. Hatta o çocuğun mutluluğu için öğrenmesinden daha önce ihtiyacı olan şey sizinle birlikte eğlenebilmesidir.
Peki ben de dahil çocuğumu aktivitelere götürerek kötü bir şey mi yapıyorum? Hayır, yapmıyoruz. Çocuklarımızı tabii ki sosyalleşmesi için oyun gruplarına, kurslara dahil etmeliyiz. Ama bunun karşılığında o çocuklara büyük sorumluluklar yüklememeliyiz, o alanda ona baskı kurmamalıyız. Aksi halde gelişsin derken, çok severek gittiği aktivitesine ağlayarak gitmesine sebep olabiliriz.
Şimdi ikinci soruma gelelim. Çevrenizde çocuğu ortaokul, lise çağında olup, onun sosyal aktivitelerine sporuna, sanatına çok önem veren kaç aile var?
Parmaklarımızı saymayı bitiremeden bitiyor değil mi isimler? Çünkü biz çocuğun asıl kendini keşfetmesi gereken yaşlarda onları yetenekleri, ilgileri olmayan alanlara zorla yerleştirmeye çalışıyoruz. Küçükken, dansa, sporun farklı dallarına, resime, enstrümana gönderdiğimiz çocuklarımıza “Tamam artık ders çalışman gerekiyor!” diyoruz. Ve ne istediğini bilmeyen, her alanda yarım yamalak bilgisi olan ama hiç birinde tam olarak profesyonel olmayan insanlar topluluğu yaratıyoruz. Zorla yaptığı işini sevmeyen, eskiden ben de basket oynardım diye anılarını anlatan nesiller.
Her çocuk kendi zamanını yaşar, her biri yaşı kaç olursa olsun kendisini keşfetme özgürlüğüne sahip olmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.