Filiz Alp
Mektup -2
Can dostum,
Aynı gün içinde ikinci kez sana yazmak istedim, elimdeki kitap bitti, Ahmet Haşim'e başladım fakat zihnim dağıldı, bıraktım okumayi, biraz da ev kadını olayım dedi, bildiğin türden ev işleri yaptım.
Ev işine dalarken de kafam birtakım şeylerle meşgul, son günlerde yaşadıklarımız beni fazlasıyla düşündürüyor.
Dostum,
Yaşantımiza şöyle bir göz gezdiriyorum da çok nezih bir hayatımız var aslında ,bir iki münferit olay dışında. Haza beyefendi ve hanımefendi insanlar hayatımıza dahil olmuş , incitmekten ve incinmekten fevkalade sakınmişız, bu saadet az değil elbette.
Öyleyse zihnini meşgul eden nedir, diye merak içindeysen, hemen yazayım.
Küçük, saadet dolu dünyamıza kirli ve kötü niyetli insanların son günlerde, biliyorsun sen de, hadsizce burunlarını sokmaları ve şahsımıza küstahça davranmalari bizi oldukça ziyan etti.
Peki bu gücü nereden buluyorlar dersek çok mütessirim ki nerden olacak tabi ki biz izin verdik bu şahsiyet yoksullarına, yüreğimizin yufka olmasından mütevellid.
Üstelik biliyor musun, bu mevzuda çok kere kendime söz verdim fakat sözümü her defasında da bozdum, bu zihin yoksunu insanlara hiçbir şey için müsade etmeyeceğime dair, netice de ortada lakin. Hakikat şudur ki dostum, insan denilen mahluk filhakika yaratılan canlılar arasında hem en mükemmeli hem de bir o kadar zehirli olanıdır, ortamını buldu mu zehrini yavaş yavaş akıtır.
Tatsız mevzularla keyfini kaçırıyorum farkındayım ne yaparsın ki hakikatimiz bu.
Yine, insanı sevmekten vazgeçemiyoruz , Hacı Bektaş yolunda olduğumuzdan sanırım, incinsen de incinme...
Yolumuz hakikat ve sevgi yolu..
Dostum, dilime kement!
Sen iyicesin umarım?
Senden de iki satır bekliyorum, neler okuyorsun merak ediyorum!
Gözlerinden öpüyorum..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.