O Sezen Aksu 'yu, Sezen Aksu O 'nu anlattı

O Sezen Aksu 'yu, Sezen Aksu O 'nu anlattı

Adını sık sık duymaya hazır olun! Sezen Aksu okulundan mezun olan son isim: Okay Barış.

Müziğe küçük yaşta önce okul çaylarında başladı, sonra düğün salonlarında devam etti. Ama kariyerinin dönüm noktasını Sezen Aksu’yla yaşadı. Bu hafta çıkan ‘Artık Sevilmiyor Böyle’ albümündeki bütün müziklerde Minik Serçe imzası var.

Sesindeki tevekkül, isyan, şefkat, abilik oralardan 

Okay aslında elektronik şarkılar yapmayı ve söylemeyi tercih eden bir müzisyen. Ama elektronik müzikte yeteri kadar ortaya çıkmayan çok özel bir sesi ve duygusu var. “Gel, bir tane de böyle bir albümün olsun” dedim. Bir sene sonra kabul etti. Pek de güzel oldu bence... Okay, sokaktan mezun; en zorlu okuldan... Sesindeki tevekkül, isyan, şefkat, abilik oralardan. Ustalığı da öyle... Usta-çırak geleneğinin disiplininden ve çelebi adabından. Tam anlatamayabilirim: Okay bi’şey... Bi’şey de adını bulamıyorum. Siz bulursunuz zaten.

SEZEN AKSU

* Albümünüzdeki tüm şarkıların müzikleri ve içlerinden sekizinin sözleri Sezen Aksu’ya ait. Yolunuz nasıl kesişti?

- Yıllar önce Levent Yüksel’in albümündeki ‘Kadınım’ şarkısının sözleri kafama takıldı. “Kadınım, söyle sen mutlu oldun mu, onları da öptün mü, seviştin mi” falan gibi şeyler vardı sözlerde. Birine ”Kadınım” diyorsan yanında olması lazım. Kendi kendime atarlanarak cevaben bir şarkı yazdım.

* Sonra?

- O sırada kendi albümüm üzerinde çalışıyordum. Aykut Gürel’e şarkılarımı dinletecektim. O şarkıyı da ekledim. Gürel dinlerken durdurdu, “Bu ne?” dedi. Orada öğrendim ki meğer şarkının sözleri aslında Sezen Aksu’nunmuş! Biz Gürel’le çalışmaya başladık, Sezen Aksu da bu süreçte şarkılarımı dinlemiş. ‘Öptüm’ albümündeki şarkılarından bazılarına da remiks yaptım. Sezen Hanım, Aykut Gürel’e “Madem senin şarkıcın, bana da şarkı düzenledi, konserlerime de çıksın” demiş.

* İlk karşılaşmanızı hatırlıyor musunuz?

- ‘Öptüm’ albümünün Bodrum konseriydi. Karavanına yaklaştım. Kapı açıldı ve bir ışık yansıdı. Nabzım durmuş olabilir. Sezen gayet rahattı, “Okaycım iyi hissetmeni isterim, bana bırak” dedi. Teşekkür ettim. “Ben teşekkür ederim, şarkılarıma can verdin” dedi. O dakikadan sonra ben eski ben değildim. Sezen’den önce ve Sezen’den sonra denilebilecek bir adam oldum. Altı konser onunla sahneye çıktım.

* Albüm çalışması nasıl başladı?

- Ben bir albüm çıkardım ama istediğim gibi duyulmadı. Piyasaya küstüm. 2011’de aniden babamı kaybettim. İstanbul’da iyi hissetmediğime karar verip Antalya’ya yerleştim. Üç sene orada yaşadım.

* Peki neden geri döndünüz?

- Hayatıma devam edip yeni şarkılar yaparken Sezen Aksu’nun annesini kaybettiğini duydum. Babamı kısa süre önce kaybettiğim için kalbim çok acıdı. Yanında olmak istedim, cenazeye gittim. Orada bana “Yeni şarkı yaptın mı?” diye sordu. O anda Sezen’in şarkı yapmaya nasıl âşık olduğunu anladım. “Yeni şarkılar yaptım” dediğimde dinletmem için çağırdı. Bir daha da geri göndermedi. Üç sene önceydi. Stüdyosunda bana bir oda verdi ve Antalya’yı bırakıp buraya yerleştim.

* Sezen Aksu’yla birlikte çalıştığınız o stüdyo... Nasıl bir yer?

- Sezen öyle bir stüdyo yapmış ki gerçek bir cennet. Ağaçlar, kediler, köpekler... Her yerde müzik yapılıp sadece müzik konuşuluyor.

* Onno Tunç ve Attilla Özdemiroğlu’nun da bulunduğu stüdyo...

- Onların ruhları hep orada. Aynı his duruyor. Şarkı nasıl yapılır, söz nasıl yazılır, size bir şekilde orası yol gösteriyor. Okul gibi... Sezen çok hızlı bilgi verir ama her söylediği doğrudur. Oturup  beş dakika söylediklerini düşünmeniz, sindirmeniz gerekir.

* Size bir albüm yapma fikri nasıl çıktı?

- Stüdyoda sürekli sıfır şarkılar yapılır. Demoları da ben söylüyordum ve o şarkılar, şarkı isteyen isimlere, benim sesimden gönderiliyordu. Tabii şarkıları başta Sezen dinliyordu. O dinleyeceği için çok önemsiyordum. Bu da beni istemeden iyi bir solist yaptı. Bir gün, “Gel sana albüm yapalım, şarkıları ben seçtim bile” dedi. Bir dinledim, diğer şarkılar bir kiloysa bu şarkıların ağırlığı bir ton! Bazı sözleri anlamak için sözlüklere başvurmam gerekti, muhteşem bir edebiyat... “Söyleyebilir miyim acaba?” diye düşünürken olay bu noktaya geldi.

* Sezen Aksu’nun desteğini almak, onun sihirli dünyasına girmek isteyen yüzlerce müzisyen var. Sizin farkınız ne?

- Stüdyodaki demo kayıtlarından sular gibi terleyerek çıkıyorum. Herhalde bunu gördü.

* Bu şarkılara bir ücret ödediniz mi?

- Yok canım..

* Üç yıldır birlikte çalıştığınız Sezen Aksu’dan neler öğreniyorsunuz?

- Bunun cevabı 45 dakika falan sürer. Hayatın içinden gelen bir adamım, bir yerden mezun değilim, alaylıyım. Herhangi bir öğretmenim yok. Ama Öğretmenler Günü’nde onun Öğretmenler Günü’nü kutlarım. O benim müzik annem.

* Öğretmen gibi midir?

- Hayır, hiç o tavırda değildir. Biz öyle bir akıştayız ki eğer kulak verirseniz üniversite mezunu olursunuz. Bir şarkı yaparken oradaysanız ve boş bile oturuyor olsanız kafanız bilgiyle dolar. Orada sürekli bir aydınlanma yaşıyorum. Bu da besteciliğinize, konuşmalarınıza, tavırlarınıza yansıyor. Kiminle yaşıyorsanız hayatta cennet ve cehennemi o belirliyor. Bu yüzden ben cennetteyim.

* Çalışma sırasında sert midir?

- Asla. Hatta ben İstanbul’a geldiğimde çok serttim. Şimdi çok naif oldum, bana “Pamuk oldun” der. Merhameti çok yüksektir. En iyi yaptığınız işi size en ufak bir stres yüklediklerinde yapamazsınız ya... Bunu çok iyi bilir. O yüzden sıfır stresi vardır.

* Ses tonunuz için “Bir tutam Levent Yüksel, biraz Mehmet Erdem, az biraz Mazhar Alanson” gibi yorumlar okudum.

- Demek şarkıların ve ezgilerin bazı yerlerinde öyle şeyler oluyor. Bu bilinçli yaptığım bir şey değil. Sadece düzgün söylemeye çalışıyorum.

* Levent Yüksel’le bir derdiniz mi var?

- Asla. Neden sordun ki?

* E önce onun ‘Kadınım’ şarkısına cevap yazıyorsunuz, ardından çıkış şarkınız ‘Onursuz Olabilir Aşk’... Yıllarca Levent Yüksel’den dinlediğimiz ‘Yeter ki Onursuz Olmasın Aşk’a bir cevap gibi...

- Olur mu hiç, ben adamın âşığıyım, hastasıyım! Bu şarkı, ‘Onursuz Olmasın Aşk’ diyen Sezen Aksu’nun yıllar içindeki değişimini gösteriyor. Yıllar sonra aslında kendi şarkısına cevaben yeni bir şarkı yazmış.

* Yıldız Tilbe ve Sezen Aksu yıllar sonra bir araya geldi. Ve Tilbe’nin sözlerini yazdığı, Sezen Aksu’nun müziğini yaptığı şarkı ‘Aşktan Giderken’ size nasip oldu. Şarkıyı nasıl kaptınız?

- O gece stüdyoda buluştular. Hemen bir şarkı yapıldı. Ben de olay yerindeydim. İçimden “Şarkı yıkılıyor” diye geçiriyordum. Demoları stüdyoda ben söylediğim için, “Hadi gir söyle” dediler ve söyledim. Ertesi gün Yıldız’dan bir haber gelmedi. Sezen aradı, “Dün yaptığımız şarkıyı Okay söyledi” dedi. Yıldız Tilbe de “Verdim gitti; Okay’ın hakkı. Söylesin şarkıyı!” dedi. Çok şaşırdım.

* Albümde hiç ‘eller havaya’ şarkı yok. Özel bir nedeni var mı?

- Müziğe düğün salonlarında başladım. Benim gördüğüm düğünü, eğlenceyi kimse görmemiştir. Sahnede çalmadığım çok az insan var, onlarla o kadar çok eller havaya yaptım ki... 44 yaşımdayım, hayatımın en olgun evresi. Bu şarkılar da öyle.

* Sizden popstar olur mu?

- ‘Güzel şarkılar yapan adam’ bana daha naif geliyor.

* Şarkılarınız kadar romantik misiniz?

- Dokuz yıldır hayatımda biri var. Bir kişiye âşık olup öyle devam etme taraftarıyım.

* Nasıl bir aileden geliyorsunuz?

- Annem Çerkes, babam Dadaş. Annem ev hanımıydı. Babam hatlı minibüslerin sahibiydi. Araçlar çalışır, o keyif yapardı. 

* Müziğe merakınız nasıl başladı?

- Onu anneme sordum, daha “Agu ugu” dedikten sonra başlamışım. Bana müzikle ilgili yüklemeyi yapıp buraya öyle göndermişler herhalde. 

* Nasıl yani?

- Vitrindeki çay bardaklarıyla ve kaşıkla müzik yapmaya başlamışım. Sonra melodika çaldım. Elimi değdirdiğim enstrümanı çalabiliyordum ve herkes şaşırıyordu. Ama ana sazım keyboard oldu. 

* Müzik eğitiminiz var mı? 

- Yok. Ben hiçbir şey okumadım. İlkokulu bitirdim, o kadar. “Bu hayat bana göre değil” diyeli çok oluyor. Arkadaşlarım orta birinci sınıfa giderken ben müzik yapıyordum. Çocuk yaştaydım. Önce okul çaylarında çalmaya başladım. Sonra düğün salonlarında... Polis geldiğinde yaşım tutmuyor diye beni saklarlardı. Ama bunları para için yapmazdım, hayatımı yaşıyordum.

* Aileniz okulu bırakmanıza bir şey demedi mi?

- Kıyamet koptu! Ama anladılar ki müziğe sevdalıyım ve başka da bir şey yapmak istemiyorum. 

* Hiç pişman olmadınız mı?

- Hayır. Okuyayım diye ailemin gösterdiği çabalar bile benim için zaman kaybıydı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.