Güzel günler ısmarladım, yağmur yüklü bulutlara. Doldum yine. Taşmak üzereyim. Bulut olup yağmur gibi yağasım var. Şu yağan yağmur gibi yere düşesim var. Yağan yağmurlarda boğulup Ölesim Var. Yağıp da sel olup akasım var. Karşıma her çıkan engelleri önüme katıp sürükleyesim var. Eteğimdeki tüm taşları dökesim var.

Bakışların sonsuz cezaevi, müebbet yemiş mahkûm gibiyim, sen bana baktıkça kelepçeleniyorum. Özledim kokunla kendime gelmeyi ama farkında bile değilsin gülüşünde ölüyorum. Aşk ol yağ üzerime. Kuraklaşmış bu topraklarda başka bir damla düşmesin gül tenime. Bayağıdır ağlıyorum sen gül yerime. Olunca gece daha da başka düşerim sen demine. Alıp gözlerinin kahvesinden ve gülüşünden bir tutam, saklarım başucumda, seni özlediğimde bakıp hasret gidermek için. Bir yıl sığar mı hiç, bir kelimeye. Bir seni seviyorum demem bedel bin güzel kelimeye. Yirmi ayrı dilde seviyorum seni, seksen bir ilde...