Enes Yıldız
ÖLÜM MİSALİ
Ben kendimi baharda uçan kelebek gibi görürken, benim dağlarım kırılmış, yapraklarım sararmış, sonbahar misali.
Ben kendimi yeni doğmuş bir bebek gibi sanırken, saçlarıma aklar düşmüş, gözlerime perde inmiş, ihtiyarlar misali. Acılarımla içimde çırpınıp insanlar beni mutlu sanırken, ben mutsuzluğumla ölüme çelme takmış, bıkmış, usanmış Ölüm Misali.
Ben kar yağdığında çocukluğumu kardan adam sanırken, kar benim yüreğimin ateşiyle erimiş, gitmiş buz misali. Ben kendimi insanların dertlerine ortak olduğumu sanırken, dostlar beni liğme liğme parçalamış, kullanmış, paçavra misali.
Ben kendimi gökyüzündeki Çobanyıldızı gibi sanırken, yıldızlar içinde hiç fark edilmemiş, kaybolmuş zifiri karanlık misali.
Ben kendimi kırlarda koşan ceylanlar gibi görürken, dostlar beni bir av olarak görmüş, vurmuş kurban misali.
Ben bahar geldiğinde meyve ağaçlarının çiçekleri gibi kendimi görürken, dostlar beni taşlamış, meyvelerimi yağmalamış, kullanmış bir çöp misali.
Ben kendimi annesinin önünde masun bir kuzu gibi görürken, felek üstüme ağlarını örmüş, kurtlar beni çalmak için nöbet tutmuş hırsız misali.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.