Ali EYCE
OTOYOLLAR PARASIZ OLDU!
Şimdi siz bu başlığı okuduğunuzda, bu yazının tamamını okumak istediğinize artık kesin eminim.
Otoyol, parasız kelimeleri yeterince ilgi çekici.
Peki, otoyolları gerçekten parasız mı oldu işte onu da kısa bir yaşanmış hikayesiyle anlatayım.
İstanbul’a bir iş görüşmesine doğru gidiyoruz, önümüze doğal olarak rahat, kısa ve güvenlik yolculuk ister misinizi diye çıkan otoyola giriyoruz.
Girişte sıkıntı yok.
Yeşil ışık yanıyor ve güle güle diyorlar.
Çıkıştı ise sıkıntı var.
Kırmızı ışık yanıyor, geçişi engelleyen bariyer önünüzde duruyor.
İçinde bir çalışanın olduğu kulübenin dibine kadar arabanızla yanaşıyorsunuz, elektronik tabelada yazan parayı cebinizden çıkartıyoruz, ödeme yapmak için kulübedeki çalışana uzatıyorsunuz.
Paraya bakıyor ama almıyor.
Size beyaz bir kağıt uzatıyor, ’15 gün içinde ödeme yapabilirsiniz’
Para elinizde kalıyor, beyaz kağıt ekstra kağıt olarak cebinize giriyor.
Peki, 15 gün sonra nereye yatacak bu para?
Evime gelip alacaklar mı?
İşyerimi basıp kaldıracaklar mı?
Haciz memuruyla, icra takibi yapacaklar mı?
Yok, onu da otoyol A.Ş.’nin sistemini girdiğinizde görebiliyorsunuz.
Ziraat Bankası, Finansbank ve Sanal Post.
Peşin paraya almayan, onun yerine verilen beyaz kağıtta bir de kocaman tehdit var, “15 gün içinde yatırmazsanız, 4 katı tutarında cezalı ödersiniz.
Yani, işinizi, gücünüzü bırakıp, 15 gün içinde o saydığım iki bankaya gideceksiniz, gişe sırası bekleyeceksiniz ve o parayı ödeyeceksiniz.
Yoksa 1 olan borcunuz otomatik olarak 4 oluyor.
Bunun adı da hizmet!
Bence bunun adı tuzak, eziyet ve iş bilmezlik.
Bunun adı vatandaşa eziyet çektirmek, riske atmak, o riskten para kazanmayı düşünmektir.
Bunun adı tatlı su kurnazlığıdır.
Otoyolu kullanmış mıyım, parasını peşin uzatmış mıyım, onu alacaksın.
Beyaz kâğıt verip, süre verip, tehdit eder mesajlar vermeyeceksin.
Senin adı Otoyol olabilir, senin soyadın A.Ş. olabilir, bizim adımız da o otoyolun gerçek sahibi vatandaş!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.