Hafta sonu kısıtlamaları uzun bir aradan sonra kalktı.

Hepimiz mutlu olduk. 

Sokağa çıkabileceğimiz için değil ama dağlara, bayırlara gidip piknik yapabileceğimiz için, denize, sahile koşup güneşleneceğimiz için.

Peki, üç kural ne oldu

Maske, sosyal mesafe ve hijyen.

İşte onu da en geç Çarşamba günü Sağlık Bakanlığı’nın her akşam açıkladığı vaka sayısı, hasta sayısı, ölü sayısını gösteren istatistiklerde göreceğiz.

Dilerim artış olmaz.

Dilerim düşüş devam eder.

Diliyorum çünkü geçirdiğimiz kısıtlamadan daha kötü kısıtlamalarla karşı karşıya kalmayı eminim hiç birimiz istemiyoruzdur.

Ama maalesef tıpta dilek ağacı yok.

Öyle dilemek, istemekle ne bir şey oluyor, ne de bir şeyin olmaması oluyor.

Pozitif bilim olan tıp, sebep ve sonuçlara bakarak kurallar ortaya çıkarır ve bu kurallara uymayanların da sebep ve sonuçlarını bilimsel olarak yazar.

Gelinen süreçte, yaşanan hafta sonundan çıkacak sonuçlarda işte bu bilimin, tamamen nasıl  bir hafta  sonu geçirdiğimize, bilinen üç kurala uyup, uymadığımızı ortaya çıkaracak.

Maskeyi unutan, sosyal mesafeyi kaldıran ve temizliği sıradanlaştıranlar ya kendileri bu virüse yakalanmış olacak, ya da başkalarına bu virüsü bulaştırmış olacak.

Bu da bilimsel sonucu olan bir açıklama.

Sosyal medyadan takip ettiğimi kadarıyla, hepimizin keyfi gayet yerindeydi.

Herkes fotoğraflarda tek görünmeye,  maskeli görünmeye yeterince özen göstermişti.

Umarım gerçekte de sosyal mesafeyi unutmadan,  maskeli olarak hafta sonunu yaşamışlardır.

Yoksa piknik eşittir korana, deniz eşittir korona, korona eşittir virüs denkleminin faturasını hepsi eşittir kısıtlama olarak ödeyeceğiz.