Semra Güzel
Pusula
Sevdiğim, uzun süredir görmediğim arkadaşım Feraye ile biraraya geldik. Neler neler konuştuk. Bilgisine, görgüsüne, vicdanına, kalp gözüne hayran olduğumdur kendisi...
Benim çevremde, benden yaşca büyük çok arkadaşım vardır. Ve onlarla da pek güzel anlaşırım. Şu an en büyük arkadaşım yetmişyedi yaşında. Ben kendisi için en küçük arkadaşım sensin derim. Çünkü kendinden küçüklerle de büyüklerle de enerjisi şahanedir.
Feraye de öyle... Benden yaşça büyük... Ama kafalar senkronize...
Hayat yolunda görüp tecrübe ettiği öyle şeyler anlattı ki bu kez... Ben de benim süzgeçten süzüp size anlatmak istedim...
Feraye söze başladı. Ama bir soruyla girizgah yaptı. Ben ve benden büyükler ne zaman yaşamaya başlar biliyor musun? diye sordu bana. Şöyle bir düşüneyim dedim. Dur çok uğraşma ben sana anlatayım dedi. Sana daha çok var ama ben şimdiden sana bir pusula vereyim. Dönemeçleri önceden farket de ona göre önlemini al... Farkındalığın olsun...
Feraye anlatmaya başladı... Elli yaşından sonra. Evet elli yaşından sonra yaşamaya başlarsın dedi. Çünkü hayatında kayıplar, hezeyanlar, terkedişler, terkedilişler, aldatma, aldatılma, boşanma, ölüm ve bir çok tecrübe o zamana kadar yaşanmıştır artık.
Sadece kötü şeyler yaşanmaz elbette. İyiler ve güzellikler de vardır hayatta. Ama insanı şekillendiren son dokunuşlar maalesef kötü tecrübelerdir. Hayatın şekillenmesi ve ana hatların kesinleşmesi ellili yaşlarda son bulur artık .
Şimdi tüm bunların ne işe yarayacağına gelelim, asıl nokta burası dedi Feraye...
İyilikleri, güzellikleri yaşamış... Hatta hayatlarında bunların hem en dibini hem de en tepesini görmüşlerin bu saatten sonra seçimleri çok önemlidir... Önemli olduğu kadar doğru seçimleri uygulama eğilimleri artmıştır artık bu yaşta...
Yani elli yaşından sonra hayatla kavgası, hayatla gereksiz vesvesesi bitmiştir. Bitmese bile bu vesvesenin sebebini ve çözümünü biliyordur. En önemlisi ne istediğini ve ne istemediğini de biliyordur.
Unutulmaması gereken bir şey daha var dedi Feraye... Her elliyi devirmişlerin pürü pak olduğunu zannedip de yanılmayın. O incecik çizgiyi kaçırmamak da size ait... Yani elli yaşını geçti, hayatı çözdü tamam şimdi şahane kıvama gelmiştir diye de düşünmeyin. Hepsi masum değil. Kaybedenler kulübüne üye olmuş mu, Olmamış mı? onu siz test edeceksiniz.
Kaybedenler kulübüne üye olmuş ise sizin yapacağınız bir şey yok artık. Çünkü kendisini artık salmış, hayattan bir beklentisi olmayan ve kendini suyun akışına bırakan kişiye siz bu saatten sonra ne yapsanız ondan olmaz dedi.
Çünkü bugüne kadar yaşanılanlar yaşandı. Bundan sonra toparlayıp hayatında olumlu adımlar atmak yerine, kendine ikinci bir şansı vermek istemeyene kim ne yapsın ki dedi...
Feraye, bunları sana niye anlatıyorum biliyor musun dedi? Neden dedim arkadaşıma... Tecrübeyle sabit olayları sen köşeyazında yaz. Yaşanmışlıklardan pusula çıkarılsın. Sizler bu konuda, hayat yolunda boşuna vakit kaybetmeyin... Üzülmeyin diye dedi. Bilenin bilmeyene borcu var...
Haklısın Ferayecim dedim. Hayat yolunda bizden ilerde olanlardan elbette öğreneceğimiz çok şey var... Yolu çetrefillikten çıkarıp güllerle dolu bölümüne geçmenin ipuçlarını onlardan öğreneceğiz tabi ki dedim. Pusulayı gönülden verene bizim de pusulayı gönül gözüyle kullanmaktan başka bir görevimiz olmamalı. Böyle görev dostlar başına...
Feraye ile konuşmamız uzadı gitti... Ben sizlerle bu kısmını paylaşmak istedim. Tabi şöyle bir şey var. Bugün yazdıklarım Ferayece olanlardı. Ferayenin yaşadıkları,
Ferayenin hissettikleri, Ferayenin pusulasıydı...
Bu pusulayı istersek alır kullanırız. İstersek çekmeceye saklarız. Ama büyüklerimizin vardır bir bildiği diye aklımızın bir köşesinde saklanası bilgileri de unutmamak lazım.
Gerektiğinde kullanmak için bir pusulanız olsun... Yolu, duvarlara çarpa çarpa mı gitmek istersiniz? Yoksa elinizde pusulanızla daha az hasarla mı? gitmek... Ben Ferayenin pusulasını aldım, kabul ettim. Amerikayı yeniden keşfetmek mi yoksa keşfedilenin üstüne bir şeyler eklemek mi?... Sizce?..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.