Aysel Ateş Abdullazade
Sadakat - sizlik
Merhaba sevgili MedyaEge okuyucuları!
Bu yazıyı yazarken bir kadın olarak zorlandığım yerler oldu. Bazı kısımları düşünürken erkek ve kadın ilişkilerinde ahlak kurallarının çiğnendiğini, hiçe sayıldığını hatırladım. Bu kurallar çoğunlukla erkekler tarafından çiğneniyor. Kadınlar yapısı gereyi aşırı duygusal, ailecanlı, yuvasına bağlı olduğu için bu oran kadınlarda çok düşük. Erkekler ilişki ve genel olarak evlilik kurallarını ihlal etmekle suçlanıyor hep. Bu bir gerçek.
Kadın olmanın bir zorluğu daha ortaya çıktı işte. Hayatını yönetmek, ilişki kurallarını bozmadan yaşamak kadın için bir hayat düzeyi olsa da erkekler buna pek önem vermiyor.
İlişkilerde ihanet ve sadakatsizlik her zaman erkekler tarafından baş kaldrırır. Bunun hem psikolojik, hem de yapısal deneyimleri mevcut.
Sadakat nedir? Ahlak kuralları içerisinde önemli bir yeri olan bu nesne insana has olan en derin özelliklerden biridir. Sadakatsizliği duygusal ve cinsel anlamda tek bir kişiye bağlılık anlaşmasının bozulması şeklinde tanımlayabiliriz. Yani partnerlerden birinin, üçüncü bir kişiyle ilişkisi vardır. Açıkça söz edilmiş olmasa bile iki kişi arasındaki anlaşma ihlal edilmiş olur. Bu durum, ilişkide güveni temelinden çökertir ve geri dönüşü olmayan hasara yol açar.
Sadakati güçlendirdiği kanıtlanmış unsurlar içinde, aşk en temel katkı sunucu olarak öne çıkmaktadır. Sadakat sadece kadın ve erkek ilişkilerinin değil, dostluk, akrabalık; bütün insani ilişkilerin temel taşıdır.
Sadık olmanın en sağlıklı nedeni, partnerinize karşı kazanılmış bağlılığınızdır. İlk aşık olma dönemi geçtikten sonra bu daha da önemli ve ilgili hâle gelir. Zira hâlihazırda anlaşma yapılmıştır ve sevgi, arkadaşlık ve saygı, sadakati ayakta tutan faktörlerdir.
Sadakatsizlik yaratan faktörleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
Aşk eksikliği
Kibir
Can sıkıntısı ve yenilik istenci
Narsist kişilikler
İletişim bozuklukları
Uyuma modunda aşk
Yalnızlık
Cinsel tatminsizlik
Travmatik deneyimler
Merak
Macera arayışı
Farklılık isteği
Bunlardan herhangi biri kişiliğimizde baş kaldırırsa sadakatsizlik yaparak ahlak kuralını ihlal etme olasılığımız yükselir. Şöyle ki kişi aşk eksikliği hiss ediyorsa bunu üçüncü bir kişide aramaya başlar. Ya da kişi macera arayışı içine girerse adrenalin yaşamak arzusunu giderir. İletişim bozukluğu varsa partnerler arasında bu da sadakat mecrasından çıkarak başka bir yola sürüklendirmeye sevk eder kişiyi. Aşk bazen "uyuma modu"na geçer. Aslında yok değildir, sadece uyandırılması gerekiyor. Fakat bunu anlamak yerine onun yok olmasını düşünerek başka arayışlara geçmek de bu kuralın ihlaline getirecektir.
Erkeklerin daha rahat yaşadığı bu ataerkil toplumda sadakat kavramı gitgide acizleşmeye başlıyor. Oysa sadakat bir ahlak kuralıdır. Bir insan kaidesidir. Herkesin buna uyması, uymadığı taktirde cezalandırılması gerekmektedir.
Bu özellikleri gösterdiğiniz ya da ilişkinizde tespit ettiğiniz takdirde, bunlardan yararlanarak ilişkiniz için çalışmanız mümkün. Mesela, terapi ile ve daha sağlıklı ve tatmin edici ilişkiler kurmak üzere alternatifler bulmak için uğraşarak bunu başarabilirsiniz. Tabiki ruhsal ve cinsel ihanete maruz kalmadan önce. Çünkü ihanet affedilebilir bir eylem değildir!