Merhabalar. Bu hafta tam da ülkemizin ihtiyaç duyduğu harika bir diziyle karşınızdayım. Her bölüm tanıtımında feryatların kulaklarımızı çınlattığı, silah ve şiddet öğelerinin hiç eksik olmadığı halde hala yayınlanan mükemmel bir dizi, Sen Anlat Karadeniz’in başarısını konuşacağız. Haydi başlayalım. 

Tahiiirr! Nefessss! Hayır Yapmaaa!

Bir hayli fazla hayran kitlesine sahip olan sözde Karadeniz dizisini izleyenler, attığım başlığı her bölümde defalarca duyduklarından alışkanlardır. Alışkan olmayanlar ise dizinin fragmanlarını izleyebilir. Hangi bölüm olduğu fark etmiyor, hemen hemen hepsi aynı çünkü. İnsanımızın maalesef çok sevdiği tüm olumsuz öğelerin bulunduğu “Sen Anlat Karadeniz”, hiç şaşırmayacağınız gibi reytinglerde de çok iyi sonuçlar alıyor. Kadına şiddetin her türlüsünü gözler önüne seren dizide tabi ki entrika, ağıt ve silahlar da eksik olmuyor. Adeta bizim için yapılmış öyle değil mi?

Ezilen Kadınların Sözde Duruşunu Sergileyen Dizi

Takipçilerimden bazılarının diziyi savunmaları, özellikle bu dizide kadının güçlü duruşu ve mücadelesinin yer alması oluyor. Ben ise buna gerçekten hayret ediyorum. Zaten hiç olmaması gereken, özellikle Karadeniz’e hiç yakışmayan bir senaryo ile halkımız üzülerek karşı karşıya bırakılıyor. Şimdi sorabilirsiniz bana onca şiddet içeren dizi varken neden “Sen Anlat Karadeniz” diye? Her bölümde başına gelmedik kalmayan kadın karakter en son bölümde sniper ile vuruldu. Muhtemelen yine hastanede uyanacaktır. Soruyorum size bunları böyle göstermek midir hunharca aranan ‘güçlü’ duruş? Her bölümde ağıtlar, olmazsa olmaz ağlayan bir çocuk ve şiddetin bu denli hakim olmasına rağmen hala bu dizi nasıl savunulacak yani. Gerçekten pes.

Osman Sınav Bu İşi Çok İyi Yapıyor

Sonsuz saygı duyduğum başarılı oyuncu kadrosu ve altına attığı her imzada çok iyi işler çıkaran Osman Sınav; tabi ki tartışmaya açık değildir. Kendisi referanslarıyla Türk dizi sektörüne yön vermiştir, bunu asla konuşmuyorum bile. Ancak bu kadar abartılı Karadeniz şivesinin konuşulduğu ve izleyicinin maruz kaldığı şiddetsel içeriğin her türüne keskin bir sınır çizilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda desteklerini esirgemeyen, bana mesaj atan duyarlı televizyon izleyicilerine de ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum. Ya bu senaryoda iyileştirmeye gidilmeli ya da diziye bir süre daha internet ortamından devam edilmeli. Başka yol yok...