11 yaşında iken çıktım doğduğum şehir olan Sivas’tan.

Bedenim çıktı ama kalbim ve kafam hiçbir zaman çıkmadı.

Nasıl çıksın ki!

Bütün aile ve sülale, ölüsüyle, dirisiyle Sivas’ta.

‘Kim Milyoner Olmak İster’ yarışmasında soru olarak sordular, ‘Sivas dilinde ‘Eyce’ demek ne demektir? Diye.

Soyadı bile Sivas dilinden olan bir insan Sivas’tan ne kopabilir ki!

Bayram için kardeşimin davetine uyduk ve geldik.

1982 yılında çıktığım Sivas’dan, 2018 yılına kadar pek değişen bir şey yok gibi.

Aynı meydan, aynı istasyon caddesi, aynı çarşı.

Değişim şehrin merkezinde değil, kenarlarında daha çok.

Ama bu değişimden doğadan yana değil, betonlaşmadan yana.

Başka ülkelere, başka şehirlere giden Sivaslıların, memleketlerinden bir ev, bir dükkan almak istekleri ve paraları şehirde betonlaşmayı çok ama çok arttırmış.

Asıl üzüldüğüm, Sivas’ı her anlattığımda üzerine basa basa durduğum ‘SU’yunun bitmiş olması.

Sivaslı olanlar bilir, her mahallede en az iki üç tane, Sivas şivesiyle ‘Datlu Su’ (tatlı su) dediğimiz çeşmeler vardı.
Mahalleli, içmeye, çaya, yemeğe o sulardan kullanırdı.

Çeşmelerden akan suları ise diğer ihtiyaçlar için.

Yöresel ismi gibi tatlı bir tadı olan su, dağların eteklerinde eriyen karların, toprağın filtresinden geçerek geldiği için hem tatlı, hem de çok mineralliydi.

Yediği ne olursa olsun, Datlu Suyu içen, yediğini hazmederdi.

Bu kadar yazdığım o ‘Datlu Su’ları artık yoktu.

Niye yok diye sorduğum Sivaslılar ise isyan içindeydi.

Belediye mahallelerdeki o ‘Datlu Su’ları bir bir kapatmış, gelen kaynağı, belediyenin su şebekesine bağlanmış, o özelliği yok edilmişti.

Sivaslılarda, tıpkı milyonluk şehirlerde, İstanbul, Ankara ve İzmir’dekiler gibi, belediyenin şebekesinde kaybolan o tatlı suyun benzerini bulabilmek için marketlerde, fabrika sularını almaya başlamışlar.

Şehirlilerin söylediğine göre, belediye başkanı bu suları yok ederek, Sivas’ta su fabrikası kurulmasının da önünü açmış.

Ben Sivas Belediye Başkanını tanımam.

O da beni hiç tanımaz.

Ama Sivas’ı ve Sivaslıları, bir de ‘Datlu Su’yu tanırım.

Belediye Başkanı ise benim tanıdığımın hiç birini tanımıyor sanırım.