Hakan Dalay
Siverek’te Ortaya Çıkarılan; 3.000 Yıllık Asur Sin Tapınağı
Değerli Okurlar;
Târihî geçiş güzergâhları üzerinde yer alan ve yine târih boyunca sayısız uygarlık tarafından ebedî yurt olarak belirlenmek sûretiyle kalıcı olarak sâhiplenilen ülkemiz toprakları, zâten mevcut olan onlarca medeniyete dâir keşfedilmiş izlerine, her geçen gün bir yenisini daha eklemektedir. Sürekli olarak devâm eden târihî ve arkeolojik araştırmalar, yeni bir meyve daha vermiş oldu…
‘Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izniyle bu yıl, ‘Şanlıurfa Müze Müdürlüğü’ başkanlığında görevli uzmanlar; ‘Aziz Ergin ve Yusuf Koyuncu’nun da katılımı ile ‘Siverek’ ilçesinde yer alan ‘Başbük’ mevkiinde, kazı çalışmaları başlatıldı. Kısa süre içerisinde, gerçekleşen yoğun kazı çalışmaları neticesinde, bölgede; ‘Yeni Asur’ dönemine târihlenen ve ana kayaya kazılmış, oval bir girişe sâhip merdivenlerle inilen, bir tapınak kalıntısı bulundu.
Buluntunun, yaklaşık üç bin yıllık bir ‘Sin Tapınağı’ olduğu düşünülüyor. Şanlıurfa Müze Müdürü ve Kazı Başkanı ‘Celal Uludağ’, Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada; kentin târihî anlamdaki önemine işâret ederek, Şanlıurfa’nın birçok noktasında, târihî değerlerin bulunduğunu hatırlattı. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izinleri doğrultusunda, bu yıl Şanlıurfa Müze Müdürlüğü Başkanlığında; ‘Göbeklitepe, Şanlıurfa Kalesi, Soğmatar Antik Kenti, Harbetsuvan ve Başbük mevkilerinde kazı çalışmaları yürüttüklerine dikkat çeken Uludağ; ‘Arkeolojik anlamda, çok zengin bir potansiyele sâhip bulunan ilimizde, yürütülen kazılarla Şanlıurfa’da bulunan diğer kültür varlıklarını da ortaya çıkararak, bunları turizme kazandırmayı hedefliyoruz’ dedi.
Celal Uludağ, Başbük mevkiinde buldukları tapınağın, ‘Pagan’ inanışına âit olduğunu düşündüklerini vurgulayarak; ‘Aslında bu mekân, kaçak kazı sonucu ortaya çıktı. Kaçak kazı, jandarma tarafından tespit edilmiş ve yetkililerce durdurulmuştu. Konu, Şanlıurfa Müzesi’ne intikâl etti. Bu kapsamda, gerekli izinlerin alınmasının ardından, uzmanlarımızca kazı yapıldı. Yürütülen çalışmalarda, bu mekânın aslında Yeni Asur dönemine âit bir Sin Tapınağı olduğu kanaatine varıldı. Duvardaki tüm resimlerin örnekleri alındı, çizimleri yapıldı ve bu sâyede bilim dünyasına kazandırılmak üzere tamamlandı. Şu an, alan, kaçak kazılara maruz kalmaması için koruma altına alındı ve tescillendi. Yaptığımız çalışmalarda, bu tapınağın Yeni Asur dönemine târihlenen, yâni günümüzden üç bin yıl önceye dayanan bir Sin Mâbedi olduğunu belirledik. Buradaki duvarlara; ay, güneş ve yıldız tanrıları resmedilmiş durumda. Burası, kutsal bir mekân ve bu kutsal mekân, Türkiye'de tespit edilmiş Sin Tapınağı'nın tek örneği. Bu anlamda, bizim için ve arkeoloji târihi için çok önemli diye yorumlayabiliriz’ ifâdelerini kullandı.
Umarız, türünün tek örneği bu yeni tapınak buluntusu, gereken özeni görür ve hak ettiği târihî değere kavuşur. Böylece ülkemiz, büyük çoğunluğu aşağı yukarı yine aynı bölge içerisinde sayılabilecek olan antik değerler silsilesine, bir yenisini daha başarı ile eklemiş olur…
Esen kalın…
Sefa Yapıcıoğlu