Banu Pirinçcioğlu

Banu Pirinçcioğlu

Soruşturmaya gerek olmadığına dair

Nedir bu biliyor musunuz?

Ölen bir bebek kedinin suç duyurusuna gelen yanıtın başlığı.

***

Başlığı okuyunca yırtıp atmak istedim aslında. Ama merakıma yenik düştüm. Neye istinaden soruşturmaya bile gerek görmemişler merak ettim.

***

Sahipsiz sokak hayvanı diye başlayan cümle var ilerleyen satırlarda.

Sokak hayvanı. Zavallı sokak hayvanı. Başına gelen kötülüğün hesabını bile soramıyoruz. Sormaya kalkınca da bu yanıtı suratımıza çarpıyorlar işte.

Tokat yemiş gibi oldum sahiden de.

İnanamadım.

***

Hesabını sormak istediğim bir sokak hayvanıydı evet.

Onun için zahmete girdim. Kısaca;

Önce gece vakti sokakta kalçası sorunlu halde buldum. Sonra o saatte açık bir kliniğe götürdüm. İlk müdahaleyi yaptırdım.

Sabah klinik doktoru röntgene bakıp bu platinli plakalı çivili ameliyat ister dedi. Daha kapsamlı bir kaç kliniğe daha fikir danıştım. Hayır dediler. Böyle bir ameliyat için uygun değil.

Ertesi gün henüz iki aylık bile olmayan bebeği aldırıp güvenilir bir profesöre gitmek üzere yola çıkardım. Klinikteki şahıs bebeği teslim ederken, gittiğiniz yerde bacağına baktırın ödem var diye de bilgi verdi.

Bebek daha yolda öldü. Gittiği kapsamlı klinikte ödemli denilen bacaktan bir bardağa yakın idrar çekildi. İdrarını yapmakta zorlanan bebeğin idrarını boşaltmaya gerek görmeyen sözde klinik yüzünden öldü bu bebek. Kör topal yaşayacaktı yoksa. Ama olmadı.

Telefonda bana hadsizce bağıran yetkili, o kadar küçük kediye nasıl sonda takacaktık diye ukalalık yaptı.

Oysa ki bütün bu hekimlerin hocası profesör hekime göre elbette sonda takılacaktı.

"Ders 1: kalça sorunlu bir hayvan geldiğinde idrar çıkışı takip edilir ve yeterli çıkış yoksa sonda takılır, bu ilk öğretilen bilgidir. "

Bu kadar basit birşeyi dahi yapmayan ve bir canlının ölümüne neden olan bu kliniği elbette savcılığa şikayet ettim. Ne umutlarla hem de,..

Hekim hekimi korurdu illaki, belki sonunda benim istediğim ceza çıkmazdı ama olsun, az da ılsa bir ceza olur diyordum.

***

Bir çok arkadaşımın, işin yok nelerle uğraşıyorsun namelerine kulak tıkayıp dilekçemi de alıp gittim.

Şikayetimin yanıtı dün elime ulaştı.

Aynen aktarıyorum;

"Olayda bulunan hayvanın sahipsiz olduğu ve yaralanması nedeniyle ihbar edilen kliniğe getirildiği ihbara konu olarakta 5199 sayılı Yasada tanımlanan noktalarda bir ihlalin bulunmadığını bu nedenle anılan yasaya aykırılığın bulunmadığı buna göre ihbar edenin dilekçesi ve ekleri ile ifade tutanağı ihbar edenin başvurusunda kovuşturmayı gerektirir herhangi bir husus bulunmadığı kararına varılmıştır. "

***

Ne anladığınızı bana anlatın lütfen. Çünkü ben birşey anlamadım. Burada 5199 sayılı kanuna ayrıkırılık bulunmaması ne demek olabilir?

Bir hekimin ilk ve asli görevi hastayı hayatta tutmak değil midir?

Ciddi bir ihlal sonucu ölüme neden olmak suç değilse nedir?

Akıl tutulması yaşıyorum. Raporlarla ispatlanmış bir ihlali bildiriyorum ve soruşturmaya gerek yok cevabını alıyorum.

Kabul etmiyorum. Kabul edersem eğer, sokakta yaşayan sahipsiz hayvana karşı görevimi yapmamış olurum. Büyük ayıp etmiş olurum.

Eğer kabul edersem kendime yerel hayvan koruma gönüllüsü diyemem.

İtirazımı yazıp göndereceğim.

Ancak umudum kırıldı. Hayvanların korunduğunu sanıyordum çünkü. Kanunlar onların yanında sanıyordum.

Bu kararla vazgeçme duygum ağır basmaya başladı. Boşver Banu diyorum. Uğraşma çünkü boşuna. Harcadığın zamana, emeğe çok yazık diyorum. Ama daha da derindeki Banu diyor ki, olmaz vazgeçemezsin. Sonuna kadar gideceksin, yılmak yok.

Kendimle kavga ediyorum. Hangi ben kazanacak bilmiyorum.

Yorulup vaz mı geçeceğim yoksa azimle devam mı edeceğim, ben de bilmiyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar