Ali EYCE
Sosyal Medya Tehlikesi Büyüyor!
Liseli kızların saç başa kavgası.
Mahalle delikanlılarının sopalı, bıçaklı kavgası.
Evli adamların, bekâr kadın yüzünden birbirini vurması.
Kadınlara yönelik şiddetin artması.
Tedaviye muhtaç psikolojik rahatsızlıkların artması.
Bunların hepsinin nedenin sosyal medya.
Sosyal medya eşittir, fazla iletişim.
Fazla iletişim eşittir, sosyal çalkantı.
Eski bir reklam repliği ‘Her gelin kızı rüyası zetina dikiş makinası’ gibi her insanın sosyal medya üzerindeki hedefi de ünlü olabilmek, tanınır olabilmek, buradan gelir elde edebilmek.
Gazeteciler olarak, sosyal medyayı iletişim aracı olarak her anlamda kullananlar olarak her sosyal medya üzerinde de insanları ve insan topluklarının davranışlarını inceleme imkânı buluyoruz.
Gündüzleri ayrı eğilim paylaşımlar, akşamları ayrı eğilim paylaşımlar, geceleri ise insanın dilinin tutulduğu, aklının tutulduğu eğilim olma dürtüsü içinde paylaşımlar.
Yurt dışındaki ülkeler ve özellikle de gelişmiş ülkelerde sosyal medyanın gelişimi değil de kullanımıyla ilgili sakıncalar görülerek yavaş yavaş kullanım yasakları konulmaya başlandı.
Biz de ilk tedbiri öğretmenlerimiz aldı.
Okullarda çocukların ellerindeki cep telefonlarını kullanılmasını, okul saatinde, ders saatinde zorunlu telefon görüşmesi olması dışında kullanılmasını bireysel olarak yasakladılar.
Çocukların özellikle sosyalleşme alanında bu basit, kolay ve hızla yayılma imkanı sunan sosyal medyaya düşkünlüğü, çocuklara zihinsel ve fiziksel gelişim noktasında çok ama çok büyük zararlar vermeye başladı.
Henüz gelişimini tamamlayamamış, doğru ve yanlışı ayırt etme yeteneği tam olarak gelişememiş çocukların, sosyal medya üzerindeki popülizm ve etkileşimden olumsuz etkiler alarak negatif bir psikoloji içine girdikleri ise uzmanların en büyük uyarısı.
Kendi halinde, kendi hayatında mutlu olarak yaşayan insanların, başkalarının hayatındaki değişimler, iletişimler, etkileşimler ve farklılıklar arasında büyük bir bocalama içerisindeler.
Birilerini ciddiye aldığı konuyu birilerinin ciddiye alması, birilerinin ciddiye aldığı konuyu diğerlerinin alaya alması, gelişen gençlerimiz üzerinde sosyal hayata karşı güvenliksiz duygusu yüklüyor.
Bir başka boyutta ise sahte sosyal medya hesapları, sahte isimlerle sosyal medya üzerinde var oluşlar, kirli bilgilerle eğilim olma telaşı insanlar arasında güven duygusunu da zedeliyor.
Bir başka boyutta daha fazla beğen alma, daha fazla izlenme, daha fazla takip edilme dürtüsü insanların kendilerini önemli veya önemsiz görme konusunda psikolojik travmalara sokuyor.
Bir tarafta bu endişe içinde içine kapanık, fotoğraf çektirmeye dahi korkan bir insan nesli büyüyor, diğer tarafta daha ne yapabilir, neler yapabilir, neleri gösterebilirim diyerek her anlamda sınırları zorlayan bir nesil büyüyor.
Sosyal medya üzerinden başlayarak, ilişkiler, iletişimler ve etkileşimler yüzünden sinir sisteminiz, akıl sağlığınız zarar gördüğünde işin tıbbi uzmanlarına başvurmak zorunda kalacağınızı, birçok ilacın kullanıcısı olmaya başlayacağınız kaçınılmaz son.
Yılların gazetecisi, iletişim uzmanı olarak benin naçizane kendinizi koruma ve kollama önerim şu olabilir.
Gerçek hayatta tanımadığınız hiç kimseyi takip etmeyin, arkadaş olmayın.
Gerçek hayatta olduğuna emin olmadığınız hiç kimsenin sizi takip etmesine izin vermeyin, arkadaşlıklarını kabul etmeyin.
Yılların gazetecisi, iletişim uzmanı olarak devletin ilgili kurumlarına da önerim şu olabilir.
İnsanlarımızı ve özellikle de gençlerimizi korumak için Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlık numarası veya cep telefonu numarası zorunluluğuyla sosyal medya üzerinde her platformda kontrollü, denetimli ve sorumlu iletişimin var olması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı.
Yoksa önce gençlerimiz, sonra ailelerimizi, en sonunda ise içinde bulunduğumuz devletimizin varlığını tehlikeye sokarız.
Nokta.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.