Yeşilyurt, Karabağlar İlçesi’nin en eski ve nüfus yoğunluğunun en yoğun olduğu semtlerinden birisi.

Bilmeyenler için söyleyeyim, İzmir’in en eski belediyelerinden birisi olan Yeşilyurt Belediyesi’nin de merkezidir.

Bu semtin girişi,  semtin de en işlek ve en ticari merkezlerinden birisi olan Ordu Caddesinden başlar.

Caddenin girişinde Karabağlar Belediyesi’nin bir tabelası vardır.    

‘İlçe Sınırları İçerisinde Seyyar Satıcılık Yapmak YASAKTIR’

Tabelaya baktığınızda, belediyenin vatandaşı, esnafı düşünen bu yasağını, ilçede ciddi bir denetim ve yaptırım olduğu izlenimi veriyor.

Ama sadece tabelaya baktığınızda.

Ordu Caddesi’ne girdiğiniz andan itibaren, dar caddenin sağında solunda ‘SOĞAN’, ‘DOMATES’, ‘MUZ’ vs satan satana.

Öyle seyyar arabada falan değil.

Yürüyen tekerlekli, motorlu kamyonetlerin içinde.

Öyle etiketle, seslenerek falan değil.

Koca megafonlardan çıkan, apartmanları inleten, caddeyi kirleten bağırtılar içinde.

Karabağlar Belediyesi, ‘Yasak’ dersen kime demiş, kim demiş, uysak ne  olur, uymasak ne olur diye düşünen dahi yok.

Pervasızlık alabildiğince bağırıyor.

Muz bitiyor, domates geçiyor, domates bitiyor, patates geçiyor.

5 katlı, 7 katlı binaların içinde meyve, sebze isimleri inliyor.

Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu ne yapıyor, koyduğu yasağı denetlemekle görevli zabıta görevlileri ne yapıyor ?

Hiçbir şey !

Zabıta, sadece tezgahında mal satmaya çalışan pazarcılardan, Pazar yeri kirası, komisyonu almak için adeta simsarcılık yapıyor.

Belediyenin gelire ihtiyacı var, yapsınlar tabi ki.

Ama eğer denetim yapmıyorlarsa, kontrol edemiyorlarsa bu ‘YASAK’ tabelasını  kaldırsınlar.

Hem kendi idarelerinin yerle bir olmasına yazık, hem de bu iradeye güvenerek caddede, evinde ses gürültüsü işkencesi çeken insanlara yazık.