Suat Bıçak
TACİR KANYONU
Kültür mirasımızın başkenti İznik’ten herkese selam.. Bu hafta sizin için her tarafında ayrı bir tarih barındıran İznik’teyiz. İznik’e girişte ilk olarak sizi kenti çevreleyen surlar karşılıyor. Asıl amacımız erkenden kanyona doğru yola çıkmaktı. Ancak bu tarihi yerde ilçeyi bir kez daha gezmeden kanyona doğru yola çıkmak pek işimize gelmedi. Buraya geldiğiniz zaman her tarafta çinicileri görmeniz mümkün. Hatta çiniciler çarşısı dahi var.Hediyelik eşya almak için birbirinden güzel bir çok obje bulabilirsiniz. Çok fazla çinicilerde takılmadan İznik Müzesini de gezmelisiniz.
İznik müzesi gördüğüm diğer tüm müzelerden çok daha fazla tarihi eser barındırıyor. Ve sanırım en paha biçilemez ürünlerde burada.Müze bahçesinde bulunan lahitlerin tarihi milattan önceki dönemlere dayanıyor. Bunların bizim ülkemizde olması bana gurur veriyor. Tabi buranın Osmanlı’ya başkent olması daha bir çok eserin burada olmasının diğer bir sebebi. Sonuç olarak sadece müze ve camileri gezmek için bile bu kente gelmek oldukça iyi bir fikir.
İkinci olarak mutlaka merkezde bulunan Ayasofya Kilise’sini yada yeni adıyla Ayasofya Cami’sini gezmelisiniz. Cami içinde aktif olarak ibadet edilebiliyor. Küçük bir cami olmasına karşın içerisindeki yıllara meydan okuyan yapılar ilginizi çekecektir. Her yıl bir çok turist misafir eden bu yerde kiliselerin yıllar önceki halinin nasıl olduğu hakkında size bazı fikirler verebilir.
Müze ve camilerden sonra her köşesinde ayrı bir tarih olan bu kenti arkanızda bırakıp Tacir Kanyonu’na doğru çıkabilirsiniz. Aslında iki tane ünlü kanyonu bulunuyor İznik’in. Ancak mevsim bahar olduğu için Sansalak Kanyonu’na gitmemiz pek mümkün değildi. Bizde yürüyüş parkuru daha kolay olan Tacir Kanyonu’nu tercih ettik. Kanyon İznik’ten kırk dakika uzaklıkta bulunuyor. Yine navigasyona baktığınız zaman sizi sadece Tacir mahallesine ulaştıracaktır. Gerisi sizin yeteneklerinize ve dikkatinize kalıyor. Köyün içine girmemeye özen gösterin. Yol köyün dışından daha uzun fakat daha anlaşılır tabelalar bulunduruyor.
Kanyona vardığınız zaman sizi küçük bir asma köprü karşılıyor. Oldukça fotojenik bir yapıya sahip. Köprüyü geçtikten sonra artık kanyona doğru doğa ile baş başa kalıyorsunuz. Dere boyunca bir çok zorlu viraj var. Mevsim yaz olursa pek problem değil ancak kışın uzun bot yada çizme kullanabilirsiniz. Tabi yürümek bunlarla bir hayli zor olacaktır. İlk bir iki kilometre içinde iki tane orta büyüklükte şelale göreceksiniz. Yöre halkı tarafından yürüyüş parkurunu kolaylaştıran bazı ufak tefek kolaylıklar sağlanmış.
Ne kadar ilerleyebileceğiniz size kalmış. Bizim bir saatten fazla süren yürüyüşümüz oldukça zevkliydi. Şelalelerin döküldüğü havuzlar atlama tahtaları ile daha zevkli hale getirilmiş. Yazın tekrar gelip yüzmek için bana güzel bir bahane oldu.
Şimdi sizleri kanyon ile başbaşa bırakıyorum. Soru ve görüşleriniz için mail adresimden bana ulaşabilirsiniz. Yada sizinde gitmek istediğiniz ve benim listemde olmayan farklı bir yer varsa benimle lütfen paylaşın. Belki bende sizinle kendi listemi paylaşırım.
Her zaman ne yapıyoruz,
Çok Gezin,Çok Okuyun ve Çok sorun…