Yaz geldi, deniz sezonu açıldı. Ama ne yazık ki tatil, artık orta gelirli vatandaş için hayal oldu. Bir sahile gitmek, iki şezlong açmak, bir tost yemek neredeyse asgari ücretin yarısı kadar masraf demek. İşte tam da bu noktada, Aliağa’daki Ağapark, “tatil lüks değil, ihtiyaçtır” diyen herkes için bir nefes kapısı oluyor.

Düşünün ki, mavi bayraklı bir plaj… Tertemiz denizi, düzenli bakımı, güvenliği ve sosyal alanlarıyla dolu dolu bir tesis… Ve giriş ücreti sadece 100 TL. Üstelik akşam 18.00’den sonra ücretsiz! Bugün herhangi bir kafede oturup iki içecek söyleyin, bu parayı zaten veriyorsunuz. Ama Ağapark, bu fiyatla bir günlük deniz keyfini, çocuk oyun alanlarını, duşlarını, soyunma kabinlerini, otoparkını ve temiz bir çevreyi birlikte sunuyor. Lüks değil; adaletli bir hizmet bu.

Bazıları plaj işletmeciliğini sadece kâr olarak görür. Şezlongdan para alır, gölgeden para alır, nefes almaya kalksanız fiş keser. Ama Ağapark’ta durum bambaşka. Burası bir belediye iştiraki olan ALBEST tarafından işletiliyor. Yani amaç kazanç değil; halkın denize erişimini kolaylaştırmak. İşte bu yüzden bu plaj yalnızca bir tatil alanı değil, aynı zamanda bir sosyal belediyecilik örneği.

Her yıl mavi bayrak alıyor. Çünkü çevreye duyarlı, çünkü hijyene önem veriyor, çünkü vatandaşa değer veriyor. Spor sahaları, çocuk parkları, gölgelik alanlar… Aileyle gelen için huzur, genç için aktivite, yaşlı için dinginlik sunuyor.

Tatil, bazılarına özel ayrıcalık olmamalı. Deniz herkesin hakkı. Kum, güneş, gökyüzü sadece parası olanların değil. Ağapark bunu hatırlatıyor. Ve bize şunu söylüyor: İyi bir tatil, pahalı olmak zorunda değil.

Bu yüzden diyorum ki; lüks otellere servet dökmeden, şezlong mafyalarına mecbur kalmadan, denizin tadını çıkarmak isteyen herkesin yolu Ağapark’tan geçmeli.

Çünkü Ağapark, denizi halka geri veriyor.