Pınar Yeşiltay Sevim
TEKNOLOJİ ÇAĞINDA “SAĞLIKLI” ÇOCUK YETİŞTİRMEK
21.yy gümbür gümbür kendini hissettirken; gerek eğitimde gerek teknolojide gerekse sosyal ve fen bilimlerinde yeni yaklaşımların doğmasına ve dolayısı ile de mevcut yaklaşımların çöpe atılmasına neden oluyor. Hal böyle olunca bizlerin adapte olmaya çalıştığımız yüzyılın içine doğan çocukların işleri daha da zorlaşıyor.
Bir dönem hızla adından söz ettiren küreselleşme artık artan ağ teknolojileri ve cebimize giren aygıtlarla sıradan ve kabullenilmiş bir gerçek halini aldı. Bizler zaman zaman öncesini bilen nesiller olarak kıymetini bilmeye çalışıyorsak bile içine doğan nesiller teknoloji ve sanal ağların olmadığı dönemleri hayal dahi etmekte zorlanıyorlar ve ne yazık ki teknolojiyi bizlerin de yoğunlukla yaptığı gibi sadece sosyal medya, oyun ve video platformu zannediyorlar. Yeni neslin anne babalarının işleri bizleri yetiştiren ebeveynlere göre çok daha zor. Bizler daha az teknoloji ve daha fazla açık alanda oynayarak büyüyen nesillerdik ancak günümüz çocukları maalesef oyun oynayacak doğal ortamlardan yoksun ve ebeveyn zamansızlığı dolayısı ile de dört duvarlı alanlarda büyümek zorunda. Pek çok çocuk erken yaşta okul hayatına başlayıp uzun yıllar boyunca okul öncesi kurum ve ev arasındaki yolculuk sırasında gözlemleyebiliyor sokakta olan bitenleri, yalnızca resimlerden görüyor doğayı, yeşili, ormanı ve hatta çimenleri. Artık daha fazla televizyon, tablet, telefon, video odaklı vakit geçiren; sokakta oynamayı bırakın parkı bile çok nadir gören; daha fazla beklenti ile büyütülen ama daha az ebeveyn teması ile yetişen nesiller geliyor.
Eğer hemen bir şeyler yapıp önlem almaz, teknolojiyi doğru kullanmaz ve çocuklarımızın doğru kullanmasını sağlayamazsak üzgünüm ama uyaran eksikliğine bağlı hem duygusuz hem duyarsız hem de engelli bir nesil yetiştirmiş olacağız.
Dünyanın pek çok ülkesi bu tehditin farkında olduğu için çocuklarının teknolojiyi doğru kullanabileceği eğitim sistemleri üzerine odaklanıyor. 21.yy ın gerektirdiği gibi teknolojiyi doğru kullanan ve teknoloji üretebilen bir ülke olmak için derhal bilinçlenmemiz ve önlem almamız şart.
Her ne kadar yoğun çalışırsak çalışalım, ne kadar zor çocuk olursa olsun evlatlarımızı teknolojik aygıttan video izlemeye ve oyun oynamaya yönlendirmek bir neslin katlidir, geleceğin el birliği ile uyuşturulmasıdır. Sizler de şahit olmuyor musunuz (ve hatta bire bir yaşamıyor musunuz) sadece yemek yesin, sadece sakin olsun, sadece anne baba ile oynayıp onları oyalamasın diye çocuğunu teknolojik aygıt ile uyuşturan ebeveynleri. Hadi hep beraber kendimizi kandırmaktan vazgeçip itiraf edelim kolayımıza geliyor böylesi. Bu seferlik olsun, yarın dikkat ederim dediğimiz ve ertelediğimiz her saat her gün çocuklarımıza daha fazla zarar veriyor ve onların hem zihinsel, hem duyusal hem de sosyal anlamda gelişiminin önüne engel koymuş oluyor.
Gün geçmiyor uyaran eksikliği ile başvuran ebeveynle tanışmadığım, gün geçmiyor spektrum bozukluğu (otizm, atipik otizm, asperger …vb) tanısı almış çocuğu olan birinin yakarışına şahit olmadığım. Hepsi ama hepsi keşke diyor daha erken fark edebilseydik, daha fazla ilgilenip vakit geçirip gözlemleyebilseydik, keşke daha fazla çocuğumuzla oynayıp daha az teknoloji sunabilseydik.
Unutmayalım; teknolojiden uzak durmak, tamamen hayatımızdan çıkarmak gibi bir lüksümüz olmasa da sınırlamak ve çocuğumuzla açık havada daha fazla vakit geçirmek, onu anlamak ve birlikte oynamak için fırsat yaratmak tamamen bizim elimizde. Önceliklerimiz biz belirliyoruz ve bu önceliğin çocuğumuz olduğunu söylesek de eğer onunla bire bir vakit geçirmiyor ve oturup onun oyun dünyasına katılmıyorsak çok da gerçekçi değil söylediğimiz.Teknoloji tehdit de olabilir fırsatta; yeter ki hangisi olacağına SEN karar ver!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.